Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ecnebi sermayenin Türkiye'ye bütün imtiyazlarıyla ve resmen GİRİŞİ, Türkiye'nin "Batılı müttefikleri"nden ilk "yardım" görüşü ile başladı. Devlet hazinesi öylesine boşalmıştı ki, onu yerli sermayeye borçlanmakla kapatmak elden gelmiyordu. İlk büyük dış ödünç (istikraz), Abdülmecit'in Londra ve Paris'te iki finans kapitâl (Mâliye) grubundan aldığı 3 milyon sterlinlik 1854 istikrazı oldu. Oysa Türkiye'nin içinde ilk Yerli Şirket ondan dört yıl önce kuruldu.
Sömürge'de: Yabancı kapitalizmin doğrudan doğruya kendisi bir ülkeye zorla girip yerleşir. Yarı sömürgede: Yabancı sermaye, yerli antika sermayeyi kendisine aracı (ajan, komisyoncu) yaparak bir ülkeyi kolayca sömürür.
Reklam
Sermaye, ikide bir söylendiği gibi: "Dişten tırnaktan arttırılarak" birikmemiş, gerek kendi milletinin, gerekse başka milletlerin çalışanlarınca biriktirilmiş küçük ve dağınık mülkceğizleri, sahiplerinden ekonomik veya politik zorla aşırarak gasp etmiştir.Yalnız bu gasp ediş, Batıda: Anayurdunu hızlı bir ilerlemeyle Büyük Sanayileşme ve Bayındırlık yaratışına yüceltmiş, ve kendi milleti içinde hayat standardını nispi de olsa yükseltmiş olmak gibi tarihsel bir görev başarma haklılığı ile mazeretlenebilmiştir
Yerli milli "ACENTELER": Antika tefeci - bezirgân sınıfı modernleştirmek için, üretim dışı şirket çapulunu "Kökü içerde" duruma getirten elemanlardı. Onların rolleri gittikçe büyüyecektir.
"Avrupa Toplumu", kapitalizmdi. Sanayi Batının tekelinde kalacak, bize Şirket (Kumpanya) düşecekti.
Batı Kapitalizmi Türkiye'ye sanayi mallarını sürmek, Türkiye'yi sömürmekten başka amaç gütmüyordu.
Reklam
Konu para ve banka işlerine gelince, bölünme ve çatallaşma daha çok artar.
Abdülhamit'in Derebeyi Devletine karşı tek cephe kuran yerli ile yabancı sermaye Türkiye'nin Batı Avrupa uğruna kurban edilmesi konusunda farkına varmaksızın ayrılırlar. Gerçi Türkiye'deki antika Tefeci-Bezirgân sermayesinin yapısı "rezonans" bakımından Batının sermayesinden çok "Finans kapital"ine yaklaşır. Onun için iki taraf çabuk anlaşmış, Derebeyi Devletini teslim almak taarruzuna geçmiştirler. Ama, bu taarruzda Batı finans kapitalinin amacı,Türkiye'de modern sanayii kurdurtmaksızın, kendisine acentelik edecek bir müttefik kapitalist sınıfını uşaklaştırmaktır
"Ayağı nasılsa bir vagon tekerleğine kaptırılarak sakatlanmış ve bir ayağını yitirmiş, üç ay hastanede kalmış.. işçi. Bu üç ay içinde idare (işçinin) maaşını kesmiş, bir istisnâ olmak üzere (bin bir yüz suyu dökül - dükten sonra) hastane masrafı verilmiştir... Bir işçi tren altında kalır, derisi yüzülür, kaburga kemiklerinden iki üç tanesi kırılır. Uzun süre hastanede yatmak zorunda kalır. Yattığı zaman için kendisine para verilmez. Memurların ve işçilerin idareye karşı gösterdiği duygu saygı değil, düşmanlık duygusuydu. İşte bu gibi duygular memurların yüreğinde o kerte birikmişti ki, bir gülle gibi patlamasına ufacık bir sebep aranıyordu. O sebep, o vesile de, grev meselesinde kendi kendini açığa vurmuştu." (Dr. Arhangelos Gavril: Anadolu-Bağdat Demiryolları İdaresinin İçyüzü, 1908, Keza, s.16)
120 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.