Geliyorlardı. Renkleri, bayrakları, dilleri, isimleri
ayrı insanların doldurduğu zırhlılar, Çanakkale Boğazını geçmek ve İstanbul'a ulaşmak için geliyorlardı. Akif'in dediği gibi:
Çehreler başka; lisanlar, deriler rengârenk.
Sade bir hadise var ortada; vahşetler denk!
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da züldür bu rezil istila...