Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Harpte bütün işleri kuru bir direnmenin, kahramanlığın göreceği fikri anlaşılmamalıdır. Esaslı bir araştırma ve çalışma sonucuna, ciddi bir bilimsel kavramaya dayanmayan cesaret ve fedakârlığın tek başına yetmesi zamanı çoktan geçmiştir.
O, bizzat er olarak harp etmiş. Bu şartlarda, bir harbe er olarak iştirakle subay olarak girmek arasında, sıkıntılar, eziyetler, harbin özel durumunu görmek bakımından büyük farklar vardır.
Reklam
Ordumuzun son Balkan Harbi’ndeki elim yenilgisi acı bir gerçektir. Hayal kırıklığı yaşandı. Komuta heyetinin gücünü, askerî kabiliyetini birliklerin eğitim öğretim bakımından mahiyetlerini bilenlerce, bunun böyle olacağı biliniyordu.
Sayfa 75 - Nuri Conker, Zabit ve Kumandan.Kitabı okudu
Bilindiği üzere, bir orduyu meydana getiren herkes, her fert canlı bir makinenin parçalarıdır. Bu makineyi işleten, can veren, her parçasını harekete geçiren vasıta, buharla çalışan motorlar, o hareketi sağlayan, ordu makinesini teşkil eden canlı azaların zihinlerindeki kuvvet ve kanlarındaki ruhdur. Bu zihinlerde ve bu kanlarda lazım olan kuvvet ve akış hızı bulunmazsa makine durur ve başka hiçbir güç onu çalıştıramaz. Böyle bir makinenin yürütülmesi için her hangibir veya birkaç makinistin sanatkâr maharetleri de yeterli olmaz. Uyuşuk zihinlerden, durgun kanlardan meydana gelen kitleler, taş, demir, odun yığınlarından daha boş ve
“Stefanski Kilisesi’ndeki düşman generalinin atının ayağının altında inlemeye devam eden zavallı yeniçeriyi kurtaramazsak Rumeli’de bugün zorla yurtlarından koparılan masumlara yardıma koşmak” için yaptığın çağrı beni ağlattı. Gözyaşlarım kurumadan “aynı felaketleri hiç olmazsa Meriç Nehri’nden bu tarafa geçirmemek” hususundaki öğütleri hiç bir zaman gözden uzak tutmamak gerektiğini, Bulgar Kralı Ferdinand’ın 14 Mayıs tarihli genelgesinin de onayladığını haber vereyim. Genelgede, bugün Meriç’in batısında konuşlu 38’inci Bulgar Piyade Alayına “Senin adın Edirne’dir!” diyor.
100 kadar mücahit ve muhafız askeriyle düşmanın Eritre Taburuna taarruz ettim. Bin beş yüz metreye kadar yaklaştım. Siperlerden üzerimize ateş açıldı. Sağ kolumdan kurşunla yaralandım. Çok kan kaybediyorsam da askerin moralini bozmamak için muharebe hattından çekilmeyeceğim. Eğer ölürsem yanımda bulunan Remzi benim kuvvetimi de idare eder.
Reklam
Harp taarruzdur. Ordu taarruz ordusu olmalıdır. Elimizdeki silah kendimizi düşmandan muhafaza için değil belki düşmanı bizden korunmaya mecbur etmek içindir.
Ey millet! Ey 600 yıllık çarşafa bürünmüş, beş bin yıllık açık alınlı Türk Kadını! O beş bin yıllık geleneği bugünkü subayların komutası altına verdiğin evlatlarına beşiklerindeyken güzel sesinle söyledin mi? Bu söylediğin şarkılarla onlarda bir karakter yarattın mı?
Yani aşağı yukarı 700 asker, vay be...
Düşman saat dörtte, batı tarafına bir tabur, doğuya da bir bölük çıkardı. Yanımdaki ileri karakol kuvvetiyle, hemen düşman taburuna taarruz etmek üzere yürüdüm. Düşman taburu gerileyerek istihkâmlarına çekilirken bölüğün de avcı siperlerine döndüğünü gördüm.
Onlar en azından ham madde Atam. :D
Uyuşuk zihinlerden, durgun kanlardan meydana gelen kitleler, taş, demir, odun yığınlarından daha boş ve çirkindir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.