Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet adamları Filistin destekçilerini avutmak için her saldırıda slogan atıyor, İsrail destekçilerini avutmak içinse hiçbir icraat göstermeyerek destek çıkıyor. Yoksa bu kadar adilik ve insan katledilmesine karşı, herhangi elle tutulur bir yaptırım olurdu. Gerçi, adalet mekanizması yalnızca Müslüman anadolu halkına işleyen bir ülkenin, mazlumların yanında söz sınırlarını aşarak yanında bulunmasını beklemek, benim üstün ahmaklığımdan kaynaklanmaktadır. Tek bir örnek yeterli bu mevzuyu açıklamak için, hiçbir hakarete meyletmeden cami çıkışı düşüncesini söyleyen o genci hatırlayın, haber gazeteleri nasıl pompaladı zihinlere, onu da hatırlayın. Üzgünüm arkadaşlar, bu ülkenin toprağında şehit olmuş insanlar olmasaydı Türklükten çoktan çıkmıştım. Irkçı ve milletçi düşünceleri olup okuyan varsa, kendine saklasın patavatsızlığını.
"Mum gibidir insan, başlangıcı güzeldir kokusu merak uyandırır. Sonra Bi ateş gelir mum tutuşur İnsan yavaşça erir. En son kaybolur. Geriye ne kokusu kalır. Ne de zamanında çok güzel koktuğunu bilir insanlar."
Reklam
“Köyde kimse yok / Ne bir insan, ne de taş üstünde bir taş / Çocuklar yok / Enkaz çığlık atıyor/ Ve bir anne kendini sallıyor uyuyabilmek için / Bebekler, küçücük çocuklar / Çamurla kaplanmış / Yollarda bulunmuşlar / Onlarsa konuşuyor / Amaçları savaş / Ne laf ama… Düşen bombalar / Amerikan yapımı / Yeni Ortadoğu / ‘Pirinç kadın’
insanlar suan moda gibi metalci olarak geziyorlar, oysaki metal bir ruhtur onu icinde hissedersin birtakım isyanlari birtakim iyi diyecegin kotu diyecegin seyleri vucut buldurmaya calisirsin birtakim huzun bir takim tutku, hirs, sevinc, ask, ofke yasama istegi ve isteksizligi metal hissetmek yaşamaktır birtakim dusuncelere burundurursun kendini
Karpuz kadar kafası olup çekirdeği kadar beyni olmayan insanlar var.
Kimi sultan olur, kimisi uşak, Kimi kemer bağlar, kimi kuşak, Aynı ekmek aynı, su ve aynı toprak, Kimi insan olur, kimisi de yavvşak...."Çocuktan tebessümü, Kediden huzuru, Köpekten dostluğu öğrendim..! İnsanı anlamak haddimi aştı..Mesele yaşarken omuz vermekti. Ölüyü taşımak zaten sünnet.."Kafasını okşadığımız köpek bile bütün yolu bizimle beraber yürüyorken, gönlümüzün en güzel yerine koyduğumuz insanlar hep dalga dümen
Reklam
insanlar yakınlarının cesetlerini parça parça topladılar ve biz müslümanlar elimiz kolumuz bağlı ve böyle acılar içinde yalnız izliyorsak sorunu başımızdakilere atarak da bundan sıyrılamayacağız. başımızdakiler rezil ve sefildi çünkü biz rezalet ve sefaleti kendimize layık gördük. değişime kendimizden başlamadıkça slogan atmanın da bağırmanın da hiçbir şeye yaramadığını dün gece görmüş olduk, tekrar. tek bir insan yeterdi, Rachel Corrie de, Aaron Bushnell de tekti. illa ölmek gerekmiyordu, illa kendini buldozer önüne atmak ya da yakmak gerekmiyordu ama tek başına yetmek için de yaşıyor olmak gerekiyordu. biz yaşam belirtisi göstermediğimiz için Gazze bu halde. herkes suçu kendinde aramalı. silkinip, uyanıp bundan sonra uyanık, yaşam belirtisi göstererek ve yalnız Allah'a kul olarak, cahilliğimizin ve tembelliğimizin sorumluğunu alıp İslam istikametinde, İslam kriterlerine uyan bir zaferi düşleyerek devam etmeliyiz. yoksa bu son yeniliş ve son utanma olmayacak. ey Tevvab, ey Gafur, ey Rahim, bağışlanmamı diliyorum.
Aylar oldu.. aylardır Gazze ateşler içinde yanıyor. Bunun adı nedir? Savaş mı? Abluka mı? İnsanlık suçu mu? Kuralsız bir savaş mı? Katliam mı? Unutulmak mı? Cihad mı? Bunun tam bir adı yok... Kimyasal silahlar,bombalar,paramparça olmuş insanlar,bir anda "ceset" ismi verilen binlerce bebek,çocuk,kadın,erkek.. Bizim utanmak bilmez lisanımız ne çok isim veriyor bu yaşananlara.. Bir çok insan "şehid" diyemeyecek kadar aciz.. Aciziz.. Rezil olduk,zelil olduk,insanlıktan çıktık.. Çoğu zaman unuttuk,alıştık.. Kınadık,kınadık,kınadık.. hiç bıkmadan usanmadan kınadık. Kınanacağımızı hiç düşündük mü? Kınanmaya layık olan bizler değil miyiz? Nasıl hesap vereceğiz diye kaç gece uykularımız bölündü? Affa layık olmak için kaç şehitten helallik istememiz lazım? Binlerce,milyonlarca soru var. Hiçbirinin tam bir cevabı yok.. Oradaki müminler ateşler içinde yanarken,parçalanıp Rablerine kavuşurken belki tekrar tekrar şehadeti istiyorlar Allah'tan.. Onlar kurtuldular bu çirkin,kıymetsiz imtihan yeri olan dar-ı dünyadan..Ya bizim beş para etmez isteklerimiz arzularımız.. Neye layığız bu saatten sonra? Ben bu ve bunun gibi yüzlerce sorunun hiçbirine bir cevap bulamıyorum. Bulmaya yüzüm de yok.. kendi nefislerimizi kınamayı dahi beceremiyoruz ki bunu yapabilelim.. yine de affedilmek istiyorum.. çaresizliğimi gören Sen'sin.. Beni,bizi affet Allah'ım... Ne düşüncelerim,ne sesim,ne ayaklarımın gittiği yollar çare olamadı yaşananlara.. Tek silahımız olan dualarımızı,tövbelerimizi,affedilmek istediğimizi sen kabul et Allah'ım..
ne ki kimse duymaz bu çığlığı, bu acıyı, bu derin sızıyı... yaprak kıpırdar, rüzgâr eser, kar yağar, taş çatlar ve dağılır ama insanlar susar. nasıl olur da bu denli duyarsızlaşır, bu denli katılaşır insan? çağ bir cinayetler çağına dönüştü. eğer susuyorsak, eğer bir tepki göstermiyorsak suçlusuyuz biz de bu cinayetlerin. filistin'in kaderi / arif ay muhit dergi, sayı 47, kasım 2023.
“İnsan olmanın basit ve ince özellikleri bile, artık meziyet sayılıyor. Böyle bir çağdan geçiyoruz."
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.