Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Furkan

Furkan
@Melagunie
Vatansever Hain
7 okur puanı
Mart 2024 tarihinde katıldı
''Savaş bu, çekecek içine; tüm huzurlu insanları. Aldırış etmemeyi, zorluk çıkarmayı kıracak; öfkesine yenik düşen insanları ezecek. Nefret demir parmaklıkları donatacak; tadı tuzu kaçmış bedenlere acımasız bir taarruz esecek. Silahlanacak tüm hakkı yenilmişler, ezilmişler, sindirilmişler; çıkacak bu yangında, yanacak yer beğenecek herkes. Seni, beni yiyip bitiren toprak; acelesini gösteremeyecek bu günlerde, ezileceğiz karanlık bulvarlarda. Çıldıracağız acı tüten sokaklarda, yalpalayarak düşeceğiz elimiz, kolumuz kopmuşken yere sabitlenmiş bombalara; parçalanacağız, kan doğuracak topraklar, ağıt yakmaya fırsat bulamayacak anneler. Dağılıp gideceğiz, savrulup gideceğiz, ardımızdan ağlayacak bir çift göz bile kalmayacak. Biz kimiz, bizler savaşları seven, ayrılıkları seven, insanlığı unutan; iki yüzlüleriz. Nasıl düşünürüz iyi ölümleri!'' Z.a
Reklam
Aldırış etme, Küs de olsa yapraklar Son anlarında, birbirlerinin ardı arkasına düşerler. Z.a
"Genellikle dünyaya baktığınızda, insanların kıt kaynaklar için kavga ederek birbirlerini öldürdüğünü görürsünüz." ~ Kofi Annan

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bolluğun olduğu bir dünyada, acıların devam etmesi vicdanımızda korkunç bir lekedir. Acıyı ortadan kaldırmak için elimizdeki tüm kaynakları kullanarak çaba göstermememiz affedilemez." ~ Kofi Annan
"Bir kral değilseniz, ilerleme zamanının geldiğini söyleyebilmek için güçlü bir karaktere sahip olmanız gerekir." ~ Kofi Annan
Reklam
''Kendimizi kanıtlamak için yalanlarımız yoktu ve cesaretimiz, dizginlenemeyecek; haddinden fazlaydı. Bu yüzden tıkıldığımız zindan, koparıldığımız bu hayatlar, pek de umursanmıyordu gözümüzde. Lakin, hiçbir şekilde değersiz de değildi. Bu anlaşılmadı, bu hiçbir zaman anlaşılmayacak gözüküyordu; şu kısacık ömrümüzde. İnsanların kopuklaşması, birbirlerini mutlak düşman görüşleri, ufacık bir hamleyle dağıldı, şimdilerde efendilerinin standart oyunlarına gelemeyecek kadar ağırlaştı. İşte, cesaretimizin niçin önemli olduğuna dair üstü kapalı birkaç gerçek. Ve unutmadan, şu an yine zindandayım. Ve haklı olduğumu itiraf ediyorum tekrardan.'' Z.a
''Yalnızlık vuruyor göğsüme, evimden uzaklardayım. Hoş, dönsem bile bir evim var mı bilemiyorum! Istırap, kanlı ve sıcak bir bıçak gibi sokuluyor etime, ölümcül titremelerle baş edemiyorum artık. Kimseler dokunmuyor ruhuma, sormuyor beni hiçbir kimse; halin vaktin nasıldır. Kelimeler mi tükendi, insanlık mı tükendi, zalimlik mi baş gösterdi topraktan! Acı feryatlarım suratlara çalınırken, herkes bakıyor temelsiz öfkeyle; nedir, anlatın, bu derdinizin sebebi... ah, siz insanlar... bir kurşun, bir silah alın ve tamamlayın sebebinizi.'' Z.a
''Bir gün unutulacaksınız çocuklar! Birbirinizi kırmak, öldürmek yerine iyiliğinizi isteyin. Tüm gücüyle yağıp ortalığı bembeyaza çeviren karlar gibi, eriyip gideceksiniz toprağa. Zaman hızla işleniyor, paramparça olmadan tüm gövdeler, jiletlenmeden derileriniz; kinlenmeden zihinleriniz, iyiliğinizi isteyin. Unutmayın, bir gün unutulacaksınız çocuklar!.. Sizler, toprakla birleşmişken insanlar ardınızdan söyleyecek... ''ne berbat insanlardı, her biri lanet olası suçlulardı'' anılmak için değil, öyle olmadığınızı insanlara haykırmak için; sökün atın içinizdeki kalp gibi atan kötülüğü, sökün atın hiçe geçmiş günlerinizi, namertliğe çalan duvarlardan çıkarın pas tutmuş ruhunuzu; yıkayın ve koyun yerine tertemiz! Bu sefer zindanlar bile güzel gözükecek gözlerinize, birlik bağınız; öfkeyle ezecek düşmanınızı. İşte bu, kazanca giden en güzel yollardan biri! Unutulmadan, birleşin ve iyiliğinizi isteyin dostlarım.'' Z.a
Apansız bir ayrılıktı bizimki; Radyoların gıcırtısında Hastanelerin ilaç kokusunda Ve yalnızlığın amansız Çaresizliğinde Silahlarla, kurşunlarla Bombalarla ve mezar soğuklarıyla Beynimizi, zihnimizi saran; Sırılsıklam yağmurlar gibi Kefen içerisinde, son defa öpülecek Alın gibiydi, ayrılığımız... Öylesine, öylesine çaresizdik Kendi kendimizi kandırdık yıllarca Ah, bu zindan, ah bu zindan Harap etti bizleri, Soyunduk etimizden Soyunduk biricik ruhumuzdan! Z.a
''Nefret ve kindir, bedeni yere indiren. Zamanla yaşlandık; ne bizi mahpus eden zindan, ne de ıstıraplı esen rüzgârlar etti huzursuz. Yalnız... bir kimlik problemiydi canımızı sıkan. Düştüğümüz yere mi aittik, yaşadığımız yere mi, ölümün sıcak bedenine mi... soruyordum her vakitte kendime, yalnızdım bu yerde; dostum ve arkadaşım diyerek yanında durduğum adamlar, beni anlamaktan uzakta, ıraktaydılar. Yoksa ben, ben değil miydim. Gördüklerim birer toz pembe kâbus muydu, çıldırıyor muydum yoksa; bilemiyordum, birçok şeyi bilemediğim gibi... ürkek ve korkak biçimde duruyordum yerimde, acı ve tevazu içerisinde bir çabaydı durmaksızın kıvranışlarım!'' Z.a
Reklam
"Baktın, dost düşmana yakınsa, İnsan sevilmez olur. Yaşıyorum yıllardır, kendime kadar herkes ikiyüzlü, taradım bön yüzleri; iyilerin yeri çok uzak, birçoğu ölmüş yatar." Z.a
"Zindanların yoksunluğu değildi, beni kıran; Alçalan ve hiçbir acı çekmeyen bu insanlardı, şakaklarıma soğuk silahlarla dayanan. Karanlıklarda beraber boğulacağımız." Z.a
"Her ne kadar bana yakın olsalar da bu adamları yaşarken sevemiyordum; öldüklerinde nasıl arardım, bilemiyordum inan..." Z.a
"Dışarısı özgürler içindi lakin, insanlar içeriden daha fazla katliama, ölüme, intihara şahitlik ediyordu..." Z.a
1.071 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.