Nazım Hikmet Farkı
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres  kar içindeydi  ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım  peronda benden başka da kimseler yoktu  durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri  perdesi aralıktı  genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada  saçları saman sarısı kirpikleri mavi  kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve
SURİYELİ MİSİN? Eşimle hem güneşin batışına hem de Manavgat’ın gece manzarasına tanıklık etmek için kentin merkezine kurulu Türk Belen tepesindeyiz. Hava hem ormandan esen esintiden hem de yüksekte oluşundan dolayı gayet serin. Tam karşımızda ise ufukla bitişik masmavi Akdeniz duruyor. Günahtan uzak Akdeniz gecelerini çok severim, çünkü insanı hem dinlendirir hem de mutluluk verir. İşte biz böyle bir atmosferde otururken az ötemizde iki çift daha oturuyordu. Eşimin tesettürünü benim de sakalımı gören ırkçı mı desem faşist mi desem şımarık mı desem çiftlerden biri “Siz Suriyeli misiniz?” diye bir soru sordu bize. Kürt müsün? Türk müsün? Arap mısın? Soruları öteden beri kışkırtıcıdır bana. Bu sorular her daim ümmetçi bakışımı incitir. İşte şimdi ben incinmiştim. Cevap vermemezlik yapamazdım. Şımarık kadına tavrımı belli etmeliydim. Ben de: “Hayır biz Türk’üz, fakat Suriyeli olsak ne fark ederdi söyler misiniz? Ayrıca üslubunuzda ayrımcılık kokuyor farkında mısınız? dedim. O ise: “Yo biz zaten size demedik şu arkanızda gidene dedik diyerek” resmen yalan söyledi. Ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı direnerek ümmet kavramını muhafaza edelim. Kimsenin kanı beyaz değil zira.
12 öğeden 21 ile 12 arasındakiler gösteriliyor.