İçimizdeki hiç kimsenin dokunamadığı o köşeye çekildiğimiz kimi vakitler şunu sorarız kendimize yada sormalıyız belki de, "İçimdeki bu dolduramadığım boşluk, hayatımda eksikliğini hissettiğim o şey ne?" Eksikliği şöyle tanımlamış bir filozof; " Birbirine ait olanın henüz bir arada olmayışı." Bu doğru çünkü ait olmadığımız her ne varsa bize yükten başka bir şey olmuyor, aksine daima sırtımıza kambur olan bir fazlalık oluyor. Ait olduğumuz ama henüz ulaşamadığımız o şeyin hasretiydi içimizdeki bu boşluk. Ve bize ait olan veya ait olmak istediğimiz ne varsa ona ulaşmadan eksik kalacağız hep. Ruhu eski zamana ait olanların hissettiği o eksiklik duygusu hiç gitmeyecek belki de. Zira eski zamanın izleri, zamanın kendisi gibi hızla kaybolup gidiyor ne yazıkki... Bu yazıyı yazarken daha önce bir yerde okuduğum bir yazı geldi hatırıma, başka dile çevrilemeyen yabancı kelimeler listelenmiş yazıda, "saudade" diye bir kelime vardı onların arasında. Portekizce bir kelime, anlamı ise; "Muhtemelen olmayan birşey için duyulan hüzünlü bir özlem ya da hasret." Sonra yarım kalan hikâyeme baktım, bir dua aradı gözlerim, buldu da. "Sen, içimizdeki şu adını koyamadığımız sızının, hissettiğimiz o eksikliğin de Rabb'isin. Bazı şeyler ele geçmez artık, bazı günler geri gelmez amenna. Geçmiş zamanın rüyası bile ağır gelir artık uykularımıza. Lâkin hiç değilse o güzel günlerin huzuru sinsin üstümüze, rahmet et. O huzuru yaşatacak kalplere, inceliklere tevâfuk ettir bizi ve sürekli elimizle kalbimizi yoklatan bu boşluğu doldur eski zamanın güzellikleriyle." Vesselâm.
Bazen Okuduğum kitaptaki cümleler çok ağır geliyor bazen Kelimeler beğenmiyor harfleri, harfler yerleşmek istemiyor cümleye İçtiğim çayın tadı olmuyor bazen Şeker de katsam bal da, demsiz de koysam acı veriyor içime Gökyüzü çok boş geliyor bazen Kuşlar yokmuş gibi, bulutlar güneşle dans etmiyor sanki İçinde boğulduğum deniz çok kuru geliyor bazen Dalgalar okşamıyor bir balığın başını, martılar denizi unutmuş gibi Yollar bitmek bilmiyor bazen Gurbet özlemi oluyor ev hasreti, içimde bir boşluk gibi yastığımın kokusu Çiçekler hiç kokmuyor bazen Kelebek ömrü gibi heveslerim, bir çiçeğe yaşatıyor arısının yokluğunu Dünya sahiden anlamsız geliyor bazen Hiç savaş yapılmamışcasına, hiç aşk yaşanmamışcasına Yokluğuna alışmam sarhoş ediyor beni bazen Sanki acı çekmemişim gibi, kalbinden bir yudum tatmamışcasına. Ömer Sefa Aslan
Reklam
Bazen oluyor böyle. Kendimi bir ağırlık gibi hissediyorum başkasının kalbinde. Akla düşünce kalpteki o küçücük daralma gibi. En az boşluk kadar ağır bir his. Böyle zamanlarda, anlardan izim silinsin istiyorum.
İstek üzerine.
6 ekim..Yeni eve taşınmanın sevincini, heyecanını yaşıyorduk o gün. Abimle, ablamla eşyaları toplarken eski günleri hatırlıyor, şakalaşıp gülüyorduk. Son kahkahalarımızı bıraktık o evde. 17 yıldır yaşamaktan bıktığımız, üstümüze - üstümüze gelen duvarlardan kurtulmanın sevinci o kadar büyüktü ki neler olacağını düşünmeden gidiyorduk. Taşınmamıza
Hayat herkesin gördüğü yaşadıği kadardır peki ruhları kalpleri ölenlerin hayatı ne kadar... Boşluk hissi isteksizlik uyuyamamak yiyememek gülememek aldığı nefesten bile zevk alamamak peki nereye kadar . Anlat ben dinlerim derdini diyen insanlar hani nerdeler derdim mi ağır geldi yoksa yüzüne vurulan gerçekler mi. Kimseye konuşamamak daha doğrusu kimsenin neyin var dememesi bu kadar mı yok görünür insan kalabalığin arasında.. Yok oluyoruz gün geçtikçe dakikalar ilerledikçe ve tekrar geri doğamıyoruz o denli bir yorgunluk içimdeki o denli bir kırgınlık taşıyorum... daha çok yok oluyorum...
Hadi bakalım ateyizler bunu da açıklasın
Evrenin tüm bilgilerine sahip Dogon kabilesi... Dogonlar, Afrika’nın Mali Cumhuriyeti’ne bağlı sayıları 300.000 civarında bulunan bir kabiledir. Afrikanın ücra bir köşesinde, siyah kıtanın tarım ve hayvancılıkla uğraşan milyonlarca zencisi gibi sade bir yaşantı sürdüren, kendi halinde bir kabile olan Dogonlar hiç bir teknolojik imkana sahip
Reklam
320 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.