aynı terasa açılıyordu, yanyanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda. sabahları ya da akşam üzerleri karşılaşıyorduk. ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma. aynı terasta yanyana kuruyordu çamaşırlarımız. bu ürpertiyordu beni. acemi, tutuk bir kaç sözcük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk günbatımını. bu da
İşte ! Gene bahar saçlarım dolu rüzgârlarla Merhaba! Diyorum bir sürgün olarak yaşadığım Yeryüzüne Merhaba! Böceklerin, yanardağların, rüzgârların ve okyanusların evi Bizim sevgili küçük bahçemiz Benim doğduğum gezegen Takvimlere bakıyorum: Mart’ı gösteriyor Ben’se Nisan’a çarpıyorum Öpüştüğüm güzelin adını soruyorsanız: Mayıs Geceleyin
Reklam
HZ. SÜLEYMAN’IN YÜZÜĞÜNÜN ÇALINMASI Süleyman a.s’ın bir yüzüğü vardı. Bütün insanlar, cinler, yırtıcı hayvanlar, kuşlar ona boyun eğerlerdi. O mührün üstünde İsm-i Azam yazılmıştı. Süleyman a.s ne zaman ayak yoluna çıksa, o yüzüğü Cerrade adındaki hatuna verirdi. O en ulu karısıydı. Ona güveni vardı. Bir gündü: Yüzüğü yine ona vermişti.
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.