“Yazı, sözün yerine geçerek literatür gücü kazandı ve eğitimde, birikimde, paylaşımda standardizasyonu da sağladı. Dil literatürde ölüdür, yazıda ölüdür, konuşmada diridir: diyaloğa dönüş, Platon’a dönüş… Felsefenin son büyük temsilcilerinden Isaiah Berlin, “Felsefe, filozofla konuşmadır,” demiştir; yani dialogos. Nasıl ki Platon’un diyaloglarında, diğer felsefeciler veya talipler, öğrenmek isteyenler, Sokrates’le konuşur, bu bir diyalogdur, bir bilincin karşısına bilincimizi koyma işidir. Bilincimiz, eğer şeylerin karşısında ise düşünmüyor, düşünmeden algıya bağlı olarak bir tasarıma ulaşıyor –ona da “kavrama” diyebiliriz– ama kavramları özgürleştiremiyor. Düşünebilmek, bilinç-nesne ilişkisinde yok, bilinç-bilinç ilişkisinde var. Dialogos’a tekrar dönüş var dil bağlamında.”