Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah Şu Galata Bankerleri
Osmanlı'da Türk- Müslüman erkek nüfus evini, ailesini, toprağını bırakıp savaşa giderken gayrimüslim azınlık vergi vererek işlerinin başında kalabiliyor, ticaretlerine devam edebiliyorlardı. Elde ettikleri serveti Batı'ya aktaran bu bankerler, Batılı devletlerin desteğiyle zenginleşerek Osmanlı Devleti'ne borç verir konuma gelmiş ve ticari hayatı İngiltere, Fransa gibi güçlü devletler lehine kontrol altına almalarına yol açmıştır... Prof. Dr. Betül Aslan İnkılap Tarihi Ders Notları Görseller Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci Ah Şu Galata Bankerleri Avram Kamondo, Ermeni Sarraf, Banker Baltazzi Ailesi
alıntıladığım iletideki bu moderatör ve programı hakkında geçen yine burada gördüğüm bir paylaşım sebepli bir şeyler yazacaktım, ne olmuşsa artık o ara yazmayı unutmuşum. şimdi yine gördüm unutmadan yazayım. videodaki moderatör ve onun moderatörlüğünü yaptığı gündem ötesi programı 11-12 sene önce başladığında formatı daha farklıydı. söz gelimi;
Gönderi kullanım dışı
Reklam
100 Kitap tavsiyesi...
Madem benden tavsiye istediniz, buyrun 100 kitap tavsiyesi... Hak Dini, Kur’ân Dili – Elmalılı Hamdi Yazır Riyazüssâlihin (Hadis) Risâle-i Nûr Külliyatı – Said Nursî Muvazzah İlm-i Kelâm – Ömer Nasuhi Bilmen Asr-ı Saâdet – Mevlânâ Şiblî Hayâttü’s-Sahâbe – M. Yusuf Kandehlevî Nimetü’l-İslâm – Hacı Zihni Efendi İslâm Fıtrî Tabiî Umûmî Bir Dindir –
Gönderi kullanım dışı
Güne yeni bir bilgi
Sual Seyahate çıkınca gidilen yerde ilk soğan yemek Peygamber Efendimiz'in tavsiyesi midir? Cevap Hz. Muaviye'nin bildirdiği bir hadis-i şerifte , "Bir yere gidince, ilk evvela oranın fahâsından yiyene oradakiler zarar vermez" buyurulmuştur. (Mefâtihü'l- Cinân Şerhi Şir'atü'l-İslâm, s.381) Soğan, sarımsak, pırasa vs fahâdır. Sıhhat ve oraya mahsus mikrop, bakteri ve hastalıklar için muafiyet (bağışıklık) temin ettiği için, bugün de tavsiye ediliyor. Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
İslam Hukukunda Ve Roma Hukunda Kadının Yeri
İslama göre herkes Allah’ın huzurunda eşittir. İnsanların birbirine üstünlüğünün ancak takva, ilim ve cihad ile olduğunu Kur’an-ı Kerim beyan eder. İslam hukukuna göre kadının kendi serveti olabilir. Buna ne babası, ne kocası, ne de çocuğu müdahale edebilir. Üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Kocası fakir bile olsa zevcesinin mallarına karışamaz. Hazret-i Peygamber’in (sav) zevcesi Hatice (ra), İslamiyetten evvel de sonra da ticaretle meşgul olup kâtipleri, memurları ve hizmetçileri vardı. Osmanlılara baktığımızda vakıf kuranların yüzde 36’sının kadın olduğunu görürüz. Bu da Osmanlı cemiyetinde kadınların servet sahibi olduğunu ve servetlerini serbestçe tasarruf edebildiklerini gösterir. *Roma hukuku* Roma İmparatoru Iustinianus’un hazırladığı kanunlarda kadının statüsü akıl hastalarıyla bir tutulmuştu. İngiltere’de ise yakın zamana kadar evlenen kadının mal varlığı kocasına geçerdi. Kadın, ancak kocasının izniyle dava açabilirdi. İngiltere’de kadına mülkiyet hakkı ve akid serbestliği 1870’ten sonra verildi. Evli kadın ancak 1935’de kocasıyla eşit statüye gelebildi.(kaynak:Ekrem Buğra Ekinci,DerinTarih)
Nerde yatarmış?
İki evli birine, "İki hanımı olmak nasıl şey?" diye sorulmuş. "İkisi arasında yatmak çok zevkli" diye cevap vermiş. Biri bu nasihati dinleyip ikinci evlilik yapmış, ama hayatı cehenneme dönmüş. Sonradan sorduğu kişiye dert yanmış. O da "Ben İstanbul ile İzmit arasında çalışan bir posta tatarıyım. Bir hanımım İstanbul'da, bir hanımım İzmit'tedir. Ben hep Hereke'de yatarım" demiştir. Tebessümlük 🙃 Alıntı -ŞARK KÜLTÜRÜNDE TAADDÜD-İ ZEVCAT Çok evlilik üzerine prof. Ekrem Buğra Ekinci hocanın güzel bir yazısı ekrembugraekinci.com/article/?ID=134...
Reklam
Kader Değişir mi?
Kader üç kısımdır: Biri kader-i muallaktır. Allah bu kısım kaderi, duaya veya devaya bağlı kılmıştır. Dua ile veya sebeplere yapışmakla değişebilir. Çünkü sebebe yapışmak, mesela ilaç kullanmak, eğer tesirini Allahtan bilirse, dua sayılır. İkinci kısım kader-i mübremdir. Bu iş kimseye bağlı değildir. Ne yazılmışsa aynen vuku bulur. Üçüncü kısım ilm-i ilahide olan kaderdir. Bu kısım kader, levhülmahfuzda muallak veya mübrem olarak yazılmamıştır. Bunu Allah'ın çok sevdiği hususi kullarına, sevdiklerine arz etmek caizdir. "Yiğit kaderle münazaa edendir, ona muvafakat eden değildir" sözü, kaderin bu kısmı için söylenmiştir. (Dürrü'l-Mearif) Abdülkadir Geylani'nin "Ben istersem (dua ederek) kaderi değiştiririm" sözü de bu kısım için söylenmiştir. Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
88 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.