Bırakın Tanrı aşkına roman kahramanları olmayı, ya da tiyatro. Bir gün Hamlet'siniz, bir gün Ophelia. Bir gün Raskolnikov'sunuz, bir gün Esmaralda. Don Kişot? Belki baştan beri ve hala. O yüzden ya zaten hep roman kahramanlarısınız. Neden ama? Romanın karakteristiğidir doğru; biz de biliyoruz romanın dünyasında şık duranın gerçek hayatta dayanılmaz olduğunu. Ya da tersinden okuyalım cümleyi: "Ne kadar trajik olursa olsun, romanda anlatılanların insanda aynını yaşama arzusu uyandırdığını." Gerçek hayatta tahammülü imkansız olan, romanda pekala dayanılır duruyor. Gerçek hayatta dayanamayan, bir roman kahramanına dönüştürünce kendisini, pek hoş dayanıyor. Bunun için sürekli roman kahramanları oluyorsunuz. Böylesine kendiniz olmaktan kaçıyorsunuz. (Mor Mürekkep .Nazan BEKİROĞLU )
“verin kitaplarınızı sevdiklerinize, arkadaşlarınıza.Başlasın satırların altını çizmeye. Sonra karşılaştırın sizinkiyle. Eğer altı çizili satırlarınızın en az dörtte dördü birbirini tutmuyorsa terk edin onu ya da izin verin o sizi terk etsin.” — Nazan bekiroğlu/Mor mürekkep
Reklam
Sus! Kimse duymasın, Görmesin seni kimse, Hiçbir yerde adına rastlanmasın. Kalemler mor mürekkep dağıtsın geçmişe, Gecenin isi geleceğe kapaklansın, Ben biliyorum şimdi hangi kollardasın. Sus! İçimde büyümesin ihanet, Ölüm gibi sessiz bir uykuya dalayım, Sus işte kelimeler, İçinde barındırdığın bütün manalarda Yarım kalan düşlerimi, Yataklanan yari anımsatıyorsun bana.
NAZAN BEKİROĞLU’NDAN BİR HİKMET AKSOY KİTABI: KARINCA İZLERİ M. NİHAT MALKOÇ Ömrünün dört yılı(o da Erzurum’daki üniversite hayatı) dışında, yarım yüzyılı aşkın bir zamandan beri Trabzon’da, kendi tabiriyle suyun kıyısında, yaşayan Nazan Bekiroğlu sadece Trabzon’u değil, bütün Türkiye’yi kucaklayan bir değerimiz ve değerlimizdir. Üniversite
Mor Mürekkep
Kapat gözlerini önce. Ve hadi aç şimdi kendi içine. Değil mi ki, “aslolan gözlerin kapalıyken yaşadıkların”. Hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın? Ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın? Ne seni hazmedebilen ne de senin hazmedebildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum. İçine bak, imkansız bir şey olmadığını göreceksin. Kapat gözlerini gitsin. Ama aç kendi içine. Nazan Bekiroğlu
Elim parmaklarım yine mürekkep oldu, Boya dün kırmızıydı, bugün mavi oldu, Seni yazıyordum seni, şiire, söze, hece ye.. Dün aklımda kırmızıydın, Bugün kalbimde mavi, Akşam ruhumda siyah beyaz, Rüyalarımda mor, lila, pembe, yavru ağzı, turkuaz Ne çok renklisin sen...seni tarifte kelam az.. 1kul
Reklam
106 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.