Alıntı
"Gençlerimize Firavun saraylarında kölelik içinde yaşayıp, bolluk içinde olup, çeşit çeşit yemekler yiyenleri arzulayanların hüsran yolunu değil, Hz. Musa’nın yanında olup, tek çeşit yemeğe razı olmanın gerekliliğine inanan mutluluk yolunun mahiyetini öğretmeliyiz. Bütün alaylara, hor görmelere, dalga geçmelere rağmen yeri geldiğinde Şehrin Ortasında Gemi İnşa eden Hz Nuh’un misyonunu anlatmalıyız. Bütün kınamalara rağmen, mahcubiyet duygusu içinde kuru bir hurma dalı altında Hz. İsa’yı dünyaya getiren Hz. Meryem’in kutlu hikayesini, Hz ibrahim’in gerektiğinde tek başına ümmet olmasını, Hz Yunus’un toplumla mücadelesi ve imtihanını, Hz Eyyub’un sağlıkla imtihanını, Hz Davud’un, Hz Süleyman’ın saltanatlarını ve mücadelelerini, özelde gençler için en güzel kıssa olan Hz Yusuf’un hayat mücadelesini anlatmak zorundayız. Doğmadan önce babası Abdullah’ı,6 yaşında iken annesi Amine’yi kaybeden, peygamber olmadan önce de insanlar arasında ahlakı, dürüstlüğü, adaletiyle tanınan ve en emniyetli kişi olarak bilinen, Kutlu davasından vazgeçmesi için yapılan dünyalık teklifler karşısında "Bunu bilesin ki, ey amca! Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem. Ya Allah, bu dini hâkim kılar yahut ben bu uğurda canımı veririm." diyen son kutlu peygamberimiz Hz Muhammed(a.s)’ın ‘’Sarp yokuş’’ mücadelelerini mutlaka öğretmek zorundayız."
Yilmaz Tascı