Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akılcılara karşı Sözde Hanefiler Diğer tarafta Musa Carullah, Muhammed Abduh, Seyit Bey, Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy’un başını çektiği Maturidilik vurgusu ağır basan Ceditçi Hanefilik vardı, bu iki kesim arasındaki rekabet, bugün de mevcuttur. Birinciler, ikincileri akla ve Kur’an’a müracaat etmesi ve dinî düşüncede yenilenmeyi ve klasik fıkıh kitaplarını tenkit süzgecinden geçirmeyi savunmaları dolayısıyla modernist, oryantalist ve mezhepsizler olarak damgalamaktadır. Bu noktada Kadimci Hanefilik veya İrfancı Hanefilik akılcı damara karşı birleşmiş görünmektedir. Bu eğilim, Nakşibendîliğe mensup cemaatler arasında güçlü bir tabana sahiptir. Bu kesimler, İrfancı/Bâtıni söyleme kaymış Hanefî fıkıh kitaplarına ve metinlere mahkûm olmuş, Ebu Hanife’nin akılcı ve reyciliğinden habersiz sözde Hanefîlerdir. Zâhid Kevserî’nin Reyci/akılcı Hanefî-Maturîdî gelenek ile hangi noktalarda ters düştüğü hususu ayrı bir makale konusudur. Ancak medreseliler arasında savunulan fıkıh geleneğine teslim olmuş Kadimcilik, Türkiye’de Zâhirîlik ve Bâtınîlik arasında gidip gelen Hanefî tarzını temsil etmektedir. Ceditçilik ise, cumhuriyet, milliyetçilik, laiklik ve demokrasi gibi batıda üretilen insanî değerleri İslâmî değerlerle uzlaştırmaya çalışan fikrî ve felsefî bir hareket hâline gelmiştir. Sönmez KUTLU
Diğer cemaatlerin iktidara desteğini çekmesinden ve darbecilerin yanında yer almalarından endişelenen kesimler, bir süre sonra akılcılık, bireysel farkındalık ve eleştirel yaklaşımı seslendirmekten vazgeçti. Çünkü Ehl-i Sünnetçi Sûfî çevrelerden, “Cemaatler bombalanıyor, Laiklik pompalanıyor.” tarzında bazı uyarılar yapılmaya başlandı. Bir kesim
Reklam
"Türkiye’de, laikçiliğe dönüşen laiklik projesi, toplumu İslâm’dan, İslâm’la gerçekleştirildiğimiz medeniyet iddialarımızdan ve bu toplumun tarih yapmasını mümkün kılan Müslüman ruhköklerinden uzaklaştırmak şeklinde uygulanmıştır. Bu anlamda laiklik projesi, bu toplumun boynuna geçirilmiş bir pranga işlevi gördü: Batılı emperyalistlerin sömürgeleştiremedikleri bu toprakların insanını, bu toprakların bir takım insanlarının marifetleriyle zihnen sömürgeleştirdi: Toplumun tarih bilincini linç etti, medeniyet iddiasını ve yaklaşık bin yıl dünya tarihini yapmamızı mümkün kılan muazzam medeniyet tecrübemizin temelini oluşturan ruhköklerini yok etti." Yusuf Kaplan
Mustafa Kemal’i gerçekten sahiplenenler Sivil örümcekçiliğin algıları ile siyaset yapan, Türkiye topraklarında turist olarak yaşayan “solcuların” (burjuva sosyalistlerinin) bu kavrayışı anlayamaması doğaldır. Çünkü onların amacı Türkiye’yi sömürücü sınıflardan temizlemek değil, onların dili ile söylersek “yaşam alanlarını savunmak” yani günlerini
LAİKLİK NEDIR..?
Laik, sözlük anlamı ile ruhani olmayan kimse, dini olmayan fikir, kurum, sistem ve ilke anlamına gelmektedir. Laiklik ise kısaca din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını, devletin din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından tarafsız olmasını ifade etmektedir. Laik devletlerde insanlar inançlarının gerektirdiklerini serbestçe
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.