istanbultarihi.ist/167-istanbulda-...
İSTANBUL’DA TASAVVUFÎ HAYAT
Mevleviye
Mevlana Celaleddin-i Rumî ile birlikte Konya’da teşekkül eden Mevleviye, fetih sonrası Vezneciler’deki Kalenderhane Camii’nin bir süre Mevlevî zaviyesi olarak kullanılması suretiyle ilk olarak İstanbul’da temsil edilmiştir. Ardından Sultan II.
DÂVÛD-İ KAYSERÎ
Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde yetişen âlim ve velîlerden. Asıl adı Dâvûd bin Mahmûd bin Muhammed, lakabı Şerefüddîn'dir. Dâvûd-i Kayserî diye meşhur olmuştur. Doğum târihi kesin olarak bilinmemekte ise de, 1258 (H.656) veya 1261 (H.659) senelerinde doğduğu tahmin edilmektedir. Kayseri'de doğmuştur. Karaman'da
Sevmek Dedim…
Yoluna ölmek dedi.
Yol dedim.
Alıp başını gitmek dedi.
Gitmek dedim.
Bir Ahh çekip dostlardan ayrılmak dedi.
Dost dedim.
Durdu bana baktı, dost diye mırıldandı.
Yüreğime nasıl koysam bilemediğim dedi.
Akıl zengini üstad
Üstadın
Sosyal medyayı aktif kullanan
Zeki, çevik ve imanlı
Modern tesettürlü ve kore pozu verilmiş profilli
Ehl-i edep talebeleri.
" ben talebemin, kitaplarımın reklamını yapan, kore pozu veren ve sosyal mecrada aktif olanını severim "
Üstâd hz. K.s
"Unutmadan ekleyeyim
Aynı zaman da alıntılar da tasavvufi cilveleşeni de severim"
Üstâd hz. K.s
Kadının 9 nefsi 1 aklı, erkeğin 9 aklı 1 nefsi vardır; Kadın 1 aklıyla 9 nefsine sahip çıkarken, erkek 9 aklıyla 1 nefsine sahip çıkamaz.
Kadınların 7 nefsi nedir?
Nefsin; nefs-i emmare,
Nefs-i levvame,
Nefs-i mülhime,
Nefs-i mutmainne,
Nefs-i razıyye,
Nefs-i merdıyye ve
Nefs-i kamile olmak üzere 7 mertebesi vardır. Bu mertebelere aynı
TEKÂMÜL EVRİMCİLERE BIRAKILAMAYACAK KADAR, HİKEMÎ-FELSEFÎ BİR KONUDUR...
- "Şimdi burada yanlış anlaşılmaması gereken bir mesele var: Ben uzmanı olmadığım bir alanda rastgele teori üretmiyorum. Sadece işin fikrî yönlerini, kendi felsefe eğitimim, tasavvufî-dinî kültürüm ve İbdacı dünya görüşü ışığında toparlamaya çalışıyorum. Bu da takdir edersiniz ki ehliyetli olduğum bir alan.
Evrimcilerin özgüvenine diyecek
Tezimin en çok sevdiğim bölümünü tamamladı Tasavvufi Hayatın ve Mevlevî Mutfağının Osmanlı Yemek Kültürüne Tesiri... Yazmak öyle güzeldi ki... Öyle büyülü ve sofistike Bambaşka bir âlem idi Tekke ve İmâret anlayışı mesela... Bugün olsa , ne KYK yurtları sorunu kalır ne öğrenciye hayat pahalı salvoları atılır... Talebenin tüm sorun ve meseleleri eminim biterdi Sosyal devlet olmak , vatandaşa fakir damgası vurup " şu kadar yardım ettik bu kadar para dağıttık " demek değildir olmamalı zira Fiskalizm narh sistemi.... bu ülkeyi rahatlatabilir esasen Ama bunları dillendirince gerici , Osmanlı Sevici oluyoruz Ki , bence bir mahsuru yok amma.... Ufak bir eleştiri ve tez önerisidir...
CEMAATLERİN ‘SOSYETELEŞME’ TEMAYÜLLERİ
Dünyevileşmenin getirdiği bir hastalık olarak
Son zamanlarda, kitapçıların vitrinlerinde, cemaatler hakkında yazılmış birçok kitap görüyoruz.
Farklı görüşlerden birçok yazar, cemaatlerin siyasete ve sosyal hayata tesirlerini inceliyor.
Hepsi meseleye farklı bir nokta ı nazardan bakıyor.
Birçoğu, cemaatlerden son derece kötü bir dille