Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Şimdi öncelikle kitap hakkında genel bir bilgi vermek istiyorum zira sitede kitapla ilgili bir inceleme olmamakla birlikte sitede bu kitabı okuyan kimse de yok. Ne kadar üzüldüğümü belirtmekle birlikte bu kitabın okunacak listelerde yerini almasını isterim. Elbetteki özelikle benim gibi öğretmen adayları ve öğretmen okurlarımızın.
Kitap
Ben Öğretmenim Çocuklar: Öğretmen Hikayeleri AntolojisiMustafa Özçelik · Odunpazarı Belediyesi · 20078 okunma
*Dilimiz Kimliğimizdir: Dilimize Sahip Çıkalım!*
Türk Einstein'ı, bilim âşığı, ilim-irfan adamı, Türkçe öğretim savaşçısı, Dünya'nın en genç profesörü ve daha niceleri... Evet, yazdığım ve daha yazamadığım bu nice sıfatlar Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'na ait.
Sinanoğlu, kitabının girişine çok değerli cümlelerle başlıyor. "Akla ne işle uğraşacağını Gönül öğretir, Gönül
Çocukken defalarca okuduğum bu güzel kitabı tekrar okumak istedim iyi ki de okumuşum. Bazen böyle kitapları tekrar okumak insana çok iyi hissettiriyor.
Çocuk kitabı deniyor ama çocuklar kadar büyüklerinde okuması gereken çok güzel bir kitap. Hafife alınmayacak bir kitap bence herkes okumalı.
162 syf.
·
Puan vermedi
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır.” der Yunus Emre. Ne güzel bir tefekkür, ne güzel bir sorgulamadır. İnsan olmanın farzıdır Rabbi görebilmek her yaratılanda.
"Yunus öldü diye sela verirler. Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez." Ölen hayvan bedenimdir, farkındalıkla yaşanmış ve Rabbe ulaşmanın verdiği huzur ve sevinçle aşkla dolmuş ruhum ise sonsuzdur.
Yunus Emre hakkında yazılmış, bilgi dolu denemelerden oluşan eser okumaya değer. Ben sevdim.
336 syf.
·
Puan vermedi
Yunus Emre üzerine yazılmış kapsamlı bir kitap diyebilirim. Şuana kadar bu konu üzerine birkaç kitap okudum. Dizisini, filmini, belgeselini ve animasyonunu izledim. Bunlar hep kurgu şeklindeydi. Yalnız hiç birinde Yunus’u bu kitap da tanıdığım gibi tanımamışım. Bizim Yunus ne kadar hatam varsa hepsini yüzüme vuruyor. Bu da canımı yakıyor. Ama
160 syf.
10/10 puan verdi
Yaz sayısı, ilk sayısı 2016 Mayıs'ında çıkan derginin 27. sayısı. Dergi, ağustos ayında Yunus Emre'nin vefatının 700.yılı münasebetiyle özel bir dosya olarak çıktı. Yunus Emre ile ilgili çok değerli yazılar var. Özellikle Mustafa Tatcı, Mustafa Özçelik, Şahin Köktürk, Himmet Büke gibi Yunus Emre konusunda uzman yazarların yazıları çok değerli. Edebi bir dergi olarak edebiyatın bir çok türünde yazılar var: şiir, öykü, deneme vs.
Şirler arasında benim şiirim de var. Hatta benim yayımlanan ilk şiirim bu derginin bu sayısında yayımlandı (11-12 yaşından beri şiir yazmama rağmen, yayımlama isteğim olmamıştı hiç. Tavsiye üzerine dergilerde görünürlük kazanma yoluna böylece başlamış oldum). Benim için özel bir sayı. Hele Yunus Emre dosyasında yayımlanması beni ayrıca mutlu etti.
Öykücü Numan Altuğ Öksüz ün röportajı var. B
M.Tuğrul Çolak gibi şairlerin şiiri var. Başkaca güzel ve edebi yazılar var. Var da var. Tavsiyemdir. Ayrıca imkanı olan abone de olabilir. Çünkü bir avuç istekli, idealist, edebiyatsever öğretmen arkadaşın fedakarlığıyla devam ediyor dergi Samsun'dan...
190 syf.
6/10 puan verdi
En iyi fabl örneklerinden biri olan "Kelile ve Dimne" keyifle okunabilecek ve ders çıkarılabilecek hem eğlenceli hem de düşündürücü bir eser. İçinde bir çok fabl bulunduran bu eser okuru yormayacak bir yapıya sahip. Her bir fabl okura hayatın farklı bir yönünü sunuyor. Günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyan evrensel temalar konu edinilmiş. Özellikle bir çok fabl dostluk teması üzerine kurulu.
Lise zamanlarında özellikle edebiyat derslerinde konu bir şekilde dönüp dolaşıp bu fabl eserine gelirdi. O yıllarda çok okumayı istemiş ama nedensizce tereddütte kalmıştım. Oysa şimdi daha erken okusaymışım pişmanlığı yaşıyorum.
Bir çırpıda biten bu eseri tüm okurlara tavsiye ederim. Ama siz siz olun öyle araştırmadan herhangi bir yayından okumayın. Gidin güzel ve sağlam bir yayından okuyun.
Kitapla ve saygı ile kalın :)
Cahit Zarifoğlu ile çok yakın zamanda “Yaşamak” adlı eseri vasıtasıyla tanıştım. İyi ki de tanıştım. “Yaşamak”, her satırında kendimi bulduğum, yalnızlığı soluduğum, derin duygular içerisine sürüklendiğim bir eser oldu benim için. Dahası aynı yolları yürüdüğüm ama çoğu zaman farkına varmadığım, üzerine saatler harcadığım ama çıkış yolu bulamadığım
Kasım sayımızla okuyucularımızı selamliyoruz.
Bu sayımızın dosya konusu Necip Fazıl Kısakürek oldu. Büyük şairimizi her yönüyle ele almaya çalıştık. Prof. Dr. Alaattin Karaca, Prof. Dr. Namik Açıkgöz, Prof. Dr. Mehmet Narlı, Prof. Dr. Alim Yıldız, Prof. Dr.Şaban Sağlık, Prof. Dr. Nurullah Ulutaș, Prof. Dr. Ebru Burcu Yılmaz, Prof. Dr. Beyhan Kanter, Prof. Dr. Mustafa Özel, Doç. Dr. Selim Somuncu, Ahmet Edip Başaran, Mustafa Özçelik, Said Yavuz, Ali Emre ve Dursun Çiçek yazılarıyla dosyamızı oluşturan isimler oldular. Dosyamızın ortaya çıkmasında emeği bulunan Mehmet Narlı hocamıza ayrıca teşekkür ederiz.
Kasım sayımızda iki söyleşiye birden yer veriyoruz:
Prof. Dr. Erol Göka ve Murat Güzel.
Kazım Özkardaş sordu, Erol Göka hocamız cevapladı: "Ölüm endişesini ortadan kaldırabilecek panzehir, ölüm üzerine düşünmektir."
Murat Güzel'in son eseri Muhit Kitap vasıtasıyla okuyucuyla buluşmuştu: Mutlak Müzik. Şairimizle şiir merkezli güzel bir konuşma gerçekleştirdik. Soruları Eray Sarıçam hazırladı. "Şiirin kendine has bir siyaseti, sosyolojisi ve felsefesi var."
Bu sayımızın öne çıkan metinlerinden biri de Arif Ay imzası taşıyor. Hüzün Mevsimi, emek mahsulü bir yazı olmuş. Beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz.
Daha güzel günlerde ve sayılarda buluşmak umuduyla, bereketli okumalar dileriz.
Çağlayanlar
🪶 "Marmara'nın dalgalarına, karşıki sahile, mavi göğü, lacivert deniziyle, altın köpüğü renginde güneşinin ışığıyla mavi gözlü, sarı saçlı bir kıza benzeyen sevimli, sevgili yurdunun taşına, toprağına derin derin baktı..."
Ahmet Hikmet Müftüoğlu Servet-i Fünun'da süslü ve ağır dili olan yazılar kaleme alır. Oradan ayrılınca Türkçülük akımının etkisinde eserlerini oluşturur.
Çağlayanlar adlı eserinde milli değerleri yücelten ve okuyucusuna bu değerleri aktarma gayesi taşıyan hikayeler yer alır.
🪶 Hikâyelerinde ağaç, kutsal ışık gibi Türk kültür sembolerine yer verir. "Alparslan Masalı" hikayesi buna örnek teşkil eder.
Eski Türk boylarına, kahramanlarına değinir. "Altınordu" hikayesinde olduğu gibi.
"Bayram" adlı hikayesinde çocukluğunun mutlu bayramlarına olan özlemini anlatır.
"Bahar" adlı hikayesinde doğanın uyanışını, çiçeklerin nazendeliğini tasvirleriyle okuyucunun zihninde resmeder adeta.
"Üzümcü 'Veled Çelebi'ye " adlı hikayesinde Anadolu insanını, onun yaşayışını anlatır.
Çağlayanlar yazarla tanışma kitabım oldu. Ben hikayeleri severek okudum. Sade ve akıcı Türkçesi ile bir günde rahatlıkla bitecek bir eser. Yazarın bir de Türkçülük akımı etkisinde kaleme alınan Gönül Hanım adlı romanı bulunmakta. İlgilisine tavsiye edebileceğim güzel bir eser.
Okumanız bol olsun.
