Kitabı ilk elime aldığımda 3 yıl önceydi ve o dönemde okuduğum kitabı idrak edebilecek bir ruh haline sahip değildim. Geçen yıl kitabı tekrar okudum. Bu kitap beni perdelerle dolu bir odaya götürmüş her perdeden geçişte insanın nefsiyle olan o zorlu savaşını izlettirmişti. Kitabın birinci kişisi dünyaya bağımlı bir kişiydi (kendi fikrimce bu kişi beni temsil ediyordu) ve bir gün mezarlığın içinde görünüşüyle diğer insanlardan hemen ayırt edebileceğimiz deliye benzeyen bir zat ile karşılaştı, kendisine bir kaç soru yöneltti, mezarlıktaki zat (Aynalı Dede) bir deli gibi değil bir veli gibi cevaplar verdi. Kitabın bu kısmından sonra Aynalı Dede'nin peşine bende takıldım gittim. Tasavvufa ilgisi olanlara özellikle tavsiye ederim. İyi okumalar.