abim(den)iz
harika bir kitap demeye dilim varmıyor. mehmed uzun'un aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık'ı için de aynı hissi yaşamıştım.
bazen kaptırıyorsun kendini kitaba; alelade bi' roman okur gibi heyecanlanıyor, üzülüyor, tebessüm ediyorsun. sonra bunun kurgu olmadığını; elindekinin bir kitap değil, bir hayat olduğunu hatırlıyorsun, yarım bırakılmış. bi' ağırlık çöküyor işte o zaman yüreğine. finalini biliyorsun ya hani, gelmesin istiyorsun o final.
tesadüf değil tabi hayata sımsıkı bağlı, yaşamayı delice seven bu insanların hep aynı sona mahkum olması. ve onları saygı duyulası yapan da başından belli olan bu sona giderken hiçbir adımlarına tereddüt bulaşmaması. gülmeyi, sevmeyi, dostluğu hakkıyla beceren bu insanlar, ölmeyi de elbet en iyi bilecekler.
"tarih bizi haklı çıkaracaktır." vurgusunu gölgede bırakan çok acıklı birkaç cümlesi var deniz'in avukat niyazi ağırnaslı'ya söylediği:
"... bizim asılma kararımızı çok önceden vermişlerdi zaten; bunu hep söyledik. dileriz ki biz boş yere ölmüş olmayalım ve vatan satıcılarının oyunları anlaşılsın, yoksul halkımızca... boşa ölmüş olursak, işte o zaman yazık olur."
yazık oldu.