Victor Hugo bu eserle sanat tarihine verdiği önemi, yapıların bir şehrin kimliği olduğunu ve Notre Dame katedralinin Paris'in simge yapılarından biri olarak asırlarca olduğu yerde heybetiyle durması gerektiğini anlatmış. Tarihte bulunduğu noktadan hem geçmişine hem geleceğine çok doğru şekilde bakmış. O gün yıkılmak istenen katedralin bugün yandığında tüm dünyayı yasa boğabileceğini 2 asır önceden görmüş.
Toplumda görülen statü farkları, zayıf ve fakir olanın değersizliği, değişik olanın ötekileştirilmesi üzerinden bir dönem eleştirisi de hikayenin ana başlığı.
Dom Claude yargıya bile karşı gelebileceği büyük bir gücü elinde tutuyor, bu gücünü, elde edemediğini ölüme mahkum etmek için kullanıyor. Quasimodo çarpık görüntüsünün altında bir şeytan olduğu düşünülse de insan aklı ve kalbini en doğru şekilde temsil ediyor. Esmeralda, kaderin elinden aldığı hayata, ailesine kavuşmak için ettiği yemini yanlış bir aşk uğruna heba edebilecek toy bir ruh. Phoebus statüsü ile her şeyi elde edebileceğini farketmiş ve bunu kullanmaktan kaçınmayan yozlaşmış bir asker.
Hikâyenin ortaya koyduğu gerçek ise böyle yozlaşmış toplumlarda hiçbir birey istediğine kavuşamaz.