İşler kızışmaya başlıyor. Bir yanda tüm tanrıları yok edebilecek bir melez, bir yanda kehanet, bir yanda altın lahidinde güçlenmeye devam eden Kronos ve 16'sına çok az kalmış Percy.
Kısaca bahsetmek gerekirse olaylar şöyle başlıyor: Kıvırcık yeni melezler buluyor ama sorun şurada bu melezleri bulan tek kişi Kıvırcık değil. Melezleri bulan canavardan (mantikor) bir türlü kurtulamadığı için Percy, Annabeth ve Thalia'dan yardım istiyor. Mantikorla dövüş esnasında Artemis'in avcıları melezlerimizin yardımına koşuyor ve kitaba harika bir karakter daha katılmış oluyor: Zoe. Bu sırada mantikor kaçarken yanında Annabeth'i de götürüyor ve Annabeth sırra kadem basıyor. Birkaç gün sonra Artemis de esir düşürülüyor ve avcılarımızla melezlerimiz çok tehlikeli bir göreve adım atıyor.
Titan'ın Laneti, şimdiye kadar okuduğum serinin ilk 3 kitabı arasında en beğendiğim oldu. Aksiyon hep yüksekti. Sonlara doğru ise çok sevdiğim karakterlere veda etmek çok üzücüydü, Rick amca yüreğimi fena dağladın :')