" elbet bir gün
kaçar kurtulurum kuşkulu bakışın etkisinden
saçılırım, rengârenk düş çiçeklerinden saçılan koku gibi
gece rüzgarının saçlarındaki dalgadan akar
güneşin kıyısına dek giderim
sonsuz huzurla uykuya dalmış bir âleme
altın renkli bir bulutun yatağına kayarım yumuşacık
ışık huzmeleri saçılır mutluluğun göğüne
küme küme ahenk tarhları"
KİTAP LİSTESI
1- Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry
2- Martı Jonathan Livingston, Richard Bach
3- Hayvan Çiftliği, George Orwell
4- Don Kişot, Miguel de Cervantes
5- Define Adası, Robert Louis Stevenson
6- Genç Wearther'in Acıları, Goethe
7- Çavdar Tarlasında Çocuklar,', J. D. Salinger
8- Alice Harikalar Diyarında, Lewis
Ey insanoğlu! Nasıl olur da özündeki cevheri toprağında bolca bulunan adi bir madenle kıyaslarsın! Ne gümüş ne de altın, ışık saçan özündeki cevherden daha kıymetlidir.
Kitabın konusu 800 – 1200 tarihleri arasında (kültür ve medeniyet, teknoloji, ticaret, ekonomi vs ) Orta Asya da bir aydınlanma olduğu ve bunun dünyaya/Avrupa’ya ışık tuttuğudur. O dönemdeki yönetimlerin, Nizamülmülk, İbn-i Sina, Razi, Ömer Hayyam, Bîruni, Buharî, Gazalî gibi birçok bilim insanının hangi şartlarda hangi konularda (matematik, tıp, astronomi, coğrafya, fizik, mühendislik, sanat - edebiyat ve kültür, ilahiyat, felsefe) katkılar yaptıkları anlatılıyor. Aynı tarihsel dönem bazıları tarafından “İslam’ın Altın Çağı” olarak kabul ediliyor. Bu fikirde yabana atılacak bir fikir değil.
Herkese ve özellikle tarih meraklılarına tavsiyemdir. Eser ciddi bir araştırma ürünü. Yazarın bazı görüşlerine katılmayabilirsiniz. (benimde katılmadığım görüşleri var) Buna rağmen akıcı bir dille yazılmış okumaya değer bir eser.
Alıntılar
“Orta çağdaki Orta Asyalılar birden fazla dahiyane dönüm noktası oluşturmuşlardı. Bu bilim adamları ve bilginlerin gerçekleştirdiklerine bakarken, başı çektikleri ve sadece "Evreka'' anlarından ibaret olmayan bilim yapımı süreçleri görmezden gelinmemelidir.”
"Titiz ve talepkar bilginler akılla sadece neyin bilinebileceğini değil , neyin bilinemeyeceğini de sürekli olarak sorguluyorlardı."
“Bugünün Avrupalıları, Hintlileri, Çinlileri ve Orta Doğuluları farkında olduklarından çok daha fazla Orta Asya'da İbn-i Sina ve Biruni'nin döneminde zirveye ulaşan olağanüstü kültür ve entelektüel coşkunluğun mirasçısı konumundadırlar.”
Gondor! Gondor, Dağlar'la Deniz'in orta yerinde
"Eserdi Batı Yeli; dururdu ışık Gümüş Ağaç'ın üzerinde"
Ve parlak bir yağmur gibi dökülürdü eski Kralların bahçelerine
Ey mağrur surlar! Ak kuleler! Ey kanat! taç! Altın taht bir de!
"Ey Gondor, Gondor!
İnsanlar Gümüş Ağaç'ı görecek mi bir daha"'
Esecek mi Batı Yeli yeniden, Dağlar'la Deniz'in arasında?
"Bir Mustafa Kemal adlı kahraman;
Kurtarıp Türklüğü bu Tepegöz'den,
Kılacak vatanı bahtiyar, şad, şen.
Türk'ün, Basat gibi, çoktur arslanı,
Mustafa Kemal'dir başkahramanı!"
National Geographic yazarı George Stuart da aynı şekilde düşünenlerden: "Her sabah uyandığımda Mayalar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi düşünüyorum ... "12 Peki az da olsa neler biliyoruz? Bugünkü Orta Amerika ve Meksika sınırları içinde kalan geniş bir alana hükmettiklerini, matematik ve astrolojiyle yakından ilgilendiklerini, heykel, el sanatları, altın işleme, hiyeroglif yazı gibi çeşitli alanlarda ilerlediklerini, gelişmiş bir yazı sistemi ve takvim oluşturduklarını, dev piramitler ve tapınaklar inşa ettiklerini. .. Ayrıca doğayı bozmamak için günümüze ışık tutan mimari yöntemler kullandıklarını, günümüzün bilgileriyle örtüşen önemli bilimsel buluşlar yapmış olduklarını ve arkalarında hiçbir iz bırakmadan birdenbire ortadan kaybolduklarını ...