Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Unutmayın ki, fiziksel temas sevginin en güçlü dillerinden biridir. Bu sevgi dili ne kadar doğal ve rahat konuşulursa çocuğunuz da başkalarıyla olan iletişiminde o denli rahat ve sakin olacaktır.
Gerçek şu ki, ana babalar çocuklarının duygu depolarını ne kadar dolu tutarlarsa, bu çocukların özgüvenleri ve cinsel kimlikleri de o denli sağlıklı gelişecektir.
Reklam
Bir bebek büyüyüp hareketlendikçe dokunmaya duyduğu gereksinim azalmaz. Kucaklamalar ve öpücükler, yerde güreşmeler, sırtta gezinmeler ve diğer eğlenceli sevecen dokunuşlar çocuğun duygusal gelişimi için hayati önem taşımaktadır. Çocuklar her gün birçok anlamlı dokunuşa ihtiyaç duyar. Ana baba da sevgilerini dışa vurmak için ellerinden geleni yapmalıdır. Normalde kucaklaşmayı seven biri değilseniz doğanıza aykırı davrandığınızı düşünebilirsiniz. Ancak öğrenebilirsiniz. Çocuklarımıza sevgiyle dokunmanın önemini anlamaya başladığımızda değişmeye ikna oluruz.
Bakımı esnasında bir bebek, bezi değiştirilirken, maması yedirilirken ya da kucakta taşınırken bile sevgi dolu, şefkatli dokunuşlara layıktır. Bir bebek bile yumuşak ve sert ya da huzur kaçırıcı dokunuşlar arasındaki farkı sezer. Ana babalar çocuklarından ayrı oldukları saatlerde onların sevgi dolu bir ortamda olduklarından emin olmak için her türlü gayreti göstermelidir.
Fiziksel temas sevgi dilleri arasında en kolay uygulanabilenidir çünkü fiziksel temas için ana babanın özel bir olaya veya mazerete ihtiyacı yoktur. Sevgiyi çocuğa aktarma fırsatı sürekli mevcuttur. Dokunmak sadece kucaklamak ve öpmekle sınırlı değildir, aynı zamanda her türlü fiziksel teması içerir. Başka bir işle meşgulken bile, ana baba çocuğunun sırtını sıvazlayabilir, kolunu veya omzunu hafifçe okşayabilir.
Çocuğunuzun olgunlaşmasını istediğinizden ona sevgiyi her dilde göstermek ve bunu nasıl kullanabileceğini öğretmek isteyeceksinizdir. Bu sadece çocuğunuza yaramakla kalmayacak, onun yaşam boyu birlikte olacağı kişiler ve arkadaşları açısından da bir değer oluşturacaktır. Olgun bir yetişkin bütün sevgi dillerini - fiziksel temas, nitelikli zaman, onay sözleri, armağanlar ve hizmet davranışları - kullanarak taktir etme ve edilme yetisine sahip kişidir. Çok az yetişkin bunu yapabilmekte; birçoğu sevgisini bir ya da iki yolu kullanarak vermekte veya almaktadır.
Reklam
Acı gerçek şudur ki pek az çocuk koşulsuz sevildiğini ve önemsendiğini hisseder. Bir başka gerçek de çoğu ana ba banın çocuklarına çok derin bir sevgiyle bağlı olduğudur. Peki bu korkunç çelişki neden? Esas neden çok az ana babanın kalplerinde hissettikleri sevgiyi olduğu gibi çocuklarının kalbine iletmeyi bilmesidir. Pek çok ana baba çocuklarını sevdikleri için bunu, onların otomatik olarak bildiğini düşünür. Bazılarıysa "Seni seviyorum" demenin yeterli olduğunu düşünür. Ne yazık ki bu doğru değil.
Çocuklar harika değil mi? Duygularımıza karşı son derece hassaslar. İşte bu yüzden onlara gösterdiğimiz sevgi gösterilerinin de farkındalar. Yine aynı nedenle öfkemizden korkmaktalar.
Başlangıçta çocuklar duygusal yaratıklardır. Dünyayı ilk algılayış şekilleri de duygusaldır. En son yapılan araştırmalarda annenin duygusal durumunun, karnındaki bebeği bile etkilediği saptanmıştır. Cenin, annenin öfkesine ya da mutluluğuna tepki gösterir. Çocuklar büyüdükçe de anne ve babalarının duygusal durumuna karşı son derece hassas olurlar.
Yürümeye henüz başlamış çocuklarda kimlik arayışı derinleşir, kendilerini sevgi nesnelerinden ayırmaya başlarlar. Bazı anneler bundan çok daha önce kendilerini çocuktan çekebilecek olsa da, artık çocuk da bağımlı olduğu kişiden kendini uzaklaştırma yetisine sahiptir. Dış dünyayla ilişkisi arttıkça daha aktif olarak sevmeyi öğrenir. Artık pasif alıcı konumundan çıkmış, kendisine sunulan sevgiye karşılık verme aşamasına gelmiştir. Ancak bu noktada verici olmaktan ziyade daha çok sevdiği kişiyi sahiplenme duygusu ağır basar. Bundan sonraki birkaç yılda çocuğun sevgisini ifade etme yeteneği artar ve sevgi görmeye devam ettiği sürece daha çok karşılık verir.
1.000 öğeden 821 ile 830 arasındakiler gösteriliyor.