Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ROMANOVLAR TAHTA GEÇİYOR
Devlet o kadar birbirine girmişti ki bazı prensler çarlığı oğluna teklif etmek amacıyla Sigismund'la müzakerelere başlamıştı. Ancak Sigismund işgalci bir orduyla Moskova'dayken (1610), Vasili Şuyski Polonya'da tutsakken, Polonyalı bir prens çar unvanını talep ederken, soylular arasında değil Ortodoks Rusya'nın kalbinin derinliklerinde bir uyanış yaşandı. Ulusal duyguların ve halkın dini içgüdülerinin uyanışı, bir ulus için en sağlıklı olaya, tüm sınıfların ortak bir felaketi önlemek için birleştiği ulusal bir ayaklanmaya dönüştü. Rusya için Katolik Polonya tarafından fethedilmekten daha korkunç bir felaket olabilir miydi? Polonyalı işgalciler ve sahte çarlar ülkeden sürüldü, ardından bir çar seçmek için Moskova'da (1613) büyük bir Ulusal Meclis toplandı. Romanov adı suçla lekelenmemişti ve anne tarafından Rurik'in soyuna bağlıydı. Yeni uyanan vatanseverlik içgüdüyle o tarafa yöneldi, umudunun en yüksek ifadesi olarak görüyordu bunu; on altılık delikanlı Mihail Romanov çar seçildi.
Türkiye'den Kovun O Şerefsizleri...
HÜDA PAR, Türkiye vatandaşı olup işgalci İTRAİLe asker olarak katılanların vatandaşlıktan çıkarılması için TBMM'ye kanun teklifi sunacak.
Reklam
Allah Sayılarını Arttırsın...
Kassam Tugayları; "15 işgalci İsrail askerini, Gazze'nin Refah şehrinde patlayıcılarla hedef aldık. Aralarında çok sayıda ölü var."
Unutmayalım ki; siyonist kıyım makinesi işgalci İsrail bir terör devletir; terör, Yahudi Devleti için olağan bir dış politika aracıdır.
🇵🇸 Gazze'yi Unutma! Mavi Marmara saldırısının 14. yılında şehitlerimizi anmak ve Gazze'de soykırım yapan işgalci İsrail'i lanetlemek için yürüyoruz. 📍 Başlangıç: Beyazıt Meydanı 📍 Varış: Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi 🗓️ 1 Haziran Cumartesi 🕑 Saat: 18:30
Dolayısıyla Refik Halid, PTT müdürü olarak Haziran 1919'da Mustafa Kemal'in telgraflarını çekmeyi reddettiği döneme geriye dönüp bakıldığında iddia ettiği gibi sadece kötü bir zamanlamanı kurbanı değildi. O yaz boyunca yürüttüğü faaliyetler ve PTT'deki görevinden ilk ayrılışından sonraki yılda ve ikinci kez aynı görevi üstlenip istifa etmesini takip eden yıllarda kaleme aldığı yazıları, Ali Kemal, Refi Cevat, Riza Tevfik, Sait Molla ve benzer birkaç isimle birlikte 1922'nin sonlarında Istanbul'a girdikleri güne kadar milliyetçilere faal biçimde ve yüksek sesle karşı çıktığını ortaya koyar," Refik Halid'in bu tavrının bir nedeni, milli kurtuluş hareketinin zafere ulaşabileceğini hiç düşünmemesidir. Bir diğer neden ise sürgünde geçirdiği yılların getirdiği içerleme halidir. Daha da önemli olan bir konu ise, Refik Halid'in milliyetçilerin, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında ITC tarafından uygulanan benzer iktidar biçimini uyguladıklarını düşünmesiydi. Bu kişilerin bazılarıyla daha önceden iş gördüğü için onları tanıyordu ve İttihatçı kimliklerini bir kenara atıp kendilerini milliyetçi olarak yeniden paketlemeye çalıştıklarını düşündüğünden, bu kişilere hiç güvenmiyordu. Yeni kurulan Milletler Cemiyeti'nin hakemliğiyle adaletin tecelli edeceği yönündeki naif umudunu koruduğu için de, onun açısından iki kötü arasında daha tercih edilebilir olan Ittihatçılar-milliyetçiler yerine işgalci Ingilizler oluyordu.
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Filistin!
"Filistin'e seyahat edecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Filistin'deki işgalci güç statüsündeki İsrail vizesi almaları gerekmektedir." Kaynak: mfa.gov.tr Yani bugün de Filistin için kayda değer hiçbir şey yapmadınız! Lütfen buradan bir sonuç elde edemediğiniz gibi her dakika içinizi ve içimizi parçalamayın artık. Bıktım yemin ederim bıktım. Şu sitede bile takip, beğeni kasanlardan ve bunu böyle hassas bir konuyla yapanlardan bıktım. Alabiliyorsanız vize alın gidin savaşın. Kaçak yollarla girebiliyorsaniz gidin savaşın. Şu mevsimde pencereniz açık, sıcacık evinizde yemeğinizi yedikten sonra bir bardak çay alıpta koltugunuzda bugün Filistin için ne paylaşayım demekten vazgeçin. ŞEREFE!
Ha şunu bileydiniz..
İşgalci İsrail Savaş Konseyi Üyesi Eizenkot: Kim Refah'taki Kassam Tugaylarını ortadan kaldıracağımızı ve kaçırılan vatandaşlarımızı geri getireceğimizi söylüyorsa yalan söylüyordur.
İllet hastalık :(
Kanser sadece belli bölgeleri iş­gal ederek, normal dokulara sızarak, bedensel işlevleri aksatarak zarar vermez, bazen de farklı türde saldırılar gerçekleştirir. Belli kanser türleri, özellikle de küçük hücreli akciğer kanseri, vücudu kendi kendine zarar vermesine yol açacak şekilde aldatabilir. Kanser hücrelerinin kaynağı da kendi vücudumuz olduğu için bağışıklık sistemimizin bu hücreleri yabancı işgalci olarak tanıması kolay değildir, ama bağışıklık sistemi bazen bu hücreleri tanımayı başarır ve dokularımıza, kanımıza sızmakta olan hastalıkla savaşmak için bir bağı­şıklık tepkisi ortaya çıkar. Fakat kanser hücrelerinin belli özellikleri vücudumuzdaki diğer hücrelerle oldukça benzerlik gösterdiği için, korunma mekanizmalarıyla kanser arasında süregiden savaşta bazen bu bağışıklık tepkisi bu masum "sivilleri" de hedef alır. Dolayısıyla kanserin tetiklediği fakat kendi vücudumuzun yarattığı bir hasar, bir tür hücre intiharı durumu ortaya çıkar.
Sayfa 51 - Metis yayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.