Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya. Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar Evler, çocuklar, mezarlar çizerek dünyaya.”
"Daha da eskimez insan, eskidikçe ağlamasa."
Sayfa 46
Reklam
Bu hesaba göre, Uyur idik uyardılar / Diriye saydılar bizi / Koyun olduk ses anladık / Sürüye saydılar bizi diye durum saptayan, sonra da, Kadılar müftüler fetva yazarsa / İşte kement işte boynum, asarsa / İşte hançer işte kellem, keserse / Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan diyerek tavrını koyan Pir Sultan ilkel; Cennet cehennemi yoktur diyenler / El hakkını alıp haksız yiyenler / Al yeşil konakta hükmeyleyenler / Dur bakalım canım beyler kalır nu yazan Karacaoğlan da, onun çağı da, toplumu da ilkel. Uygarlık saydığımızın bulaşmadığı dönemlerin ürünleri.
Sayfa 40
Geldiler, çoktular ve güçlüydüler / Bitek toprakları aldılar / Ağaç kestiler hızarla, kumaş dokudular / Suyu kullandılar aygıtlarda / Ananı atanı köle dediler / Bey oldular elekçi ırmağına.
Sayfa 39
Ozan dünyayı sık sık donduran ve gözleyendir.
Şiir anlayışınız, dil tutumunuz nedir? Sormuşlar. Yanıt vermiştim: "Hayatın ve doğanın benden geçen şiirlerini yazıyorum. Ozan dünyayı sık sık donduran ve gözleyendir. Aralıksız gibi sık, sinema gibi. Hem gerçek, hem doğal devinim ayıklandığı, yeni bir düzene konduğu için, yepyeni bir gerçek. Ben bunu bir yerde geyik avcılığına benzetmiştim. Şiir, tutku içinde bir avdır. Avcıdan, insan olduğu için acıma, iyi avcı olduğu için kesin bir öldürüm beklenir. Yanlış mı söyledim? Doğrusu şu ki, ozandan başka kimse bunlara aldırmıyor. Okur eline kadar gelmiş olan ürün üstüne yargılarını salıyor.
Sayfa 21
“Ben”, “Sen” ve “Herkes” olmadan nedir ki? Var mıdır ki? Sınırlarımız öteki sınırlar boyunca genişler.
Sayfa 187 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
73 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.