Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Korktuğun şeyle yüz yüzeyken çığlık atılmazdı.”
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Korktuğumuz tek şey karanlıktı. İçimizde filizlenen bir din, kafamızda görülmeyen dünyaya dair bir fikir yoktu. Sadece gerçek dünyayı biliyorduk ve korktuğumuz şeyler, somut tehlikeler, kanlı canlı yırtıcı hayvanlardı.
Reklam
Farklılığım uykuda geçirdiğim saatlerdeydi. Kendimi bildim bileli uykularım benim için bir korku dönemiydi. Mutluluk nadiren rüyalarımı renklendirirdi. Rüyalarım hep korkuyla doluydu, üstelik o kadar tuhaf ve yabancı bir korkuydu ki bu, yorumlayamazdım bile. Uyanık geçirdiğim saatlerde yaşadığım hiçbir korku, uykumda beni ele geçiren korkuya benzemezdi. Bu korkuların niteliği ve türü, hayatımda edindiğim tüm tecrübelerin çok ötesindeydi.
Sanki dünyanın sonu gelmiş, geriye kalan bir avuç insan bir­ birini bulmuş gibi.
Sayfa 134Kitabı okudu
Flörtün en ilkel haliyle değişmeyen serüveni
Onu istiyordum ve onu istediğimi biliyordum artık. Üstelik o da biliyordu bunu. Bu yüzden yanına yaklaşmama izin vermiyordu. Ağaçtan ağaca kovaladım onu; bir türlü yakalayamıyordum. Hep biraz ötemde duruyor, tatlı bakışlarını bana çeviriyor, olduğu yerde sıçrayarak yumuşak yumuşak sesleniyor, tam dokunacak kadar yaklaştığımda birden kaçıveriyordu. O kaçtıkça bendeki onu yakalama isteği de kat kat artıyordu. Gün ilerledikçe ilerledi; uzayan gölgeler, çabalarımın boşluğuna tanıklık ediyorlardı sanki. Tezayak’ı kovalarken ya da ağacın birinde durup dinlendiğim sıralarda doya doya seyrediyordum onu. Çok değişmişti. Büyümüş, kilo almış, serpilmişti. Gövdesinin çizgileri yuvarlaklaşmış, kasları gürbüzleşmişti. Olgunlaşmanın getirdiği o anlatılması olasız yenilik, başkalık, beni garip bir şekilde coşturuyor, içimdeki isteği dayanılmaz hale getiriyordu. Gölgeler daha da uzamıştı, bense onu başlangıçtakinden daha da büyük bir istekle kovalıyordum. Ama gene de yakalayamıyordum bir türlü. Benden kurtulmak için olanca gücüyle kaçıyormuş gibi yapıyor, bir iki adım ötemden daha ileriye kaçmamaya da dikkat ediyordu. Her şeyi unuttum –zamanı, gecenin yaklaşmakta olduğunu, en yiyici düşmanlarımı–. Aşkımdan deliye dönmüştüm; aynı zamanda beni yanına yaklaştırmadığı için kızıyordum da. Ama bu kızgınlığın bile, ona olan isteğimden bir parça gibi olması tuhaftı doğrusu.
Yalnızca karanlıktı içimizde korku uyandıran. Din denilen şeyin tohumları bile atılmamıştı daha; görünmeyen bir dünya kavramı yoktu içimizde. Salt gerçek dünyadan haberimiz vardı, korktuğumuz şeyler gerçek şeylerdi; somut tehlikeler... Belki de karanlıkta gerçeküstü bazı varlıkların yaşadığı düşüncesi de, karanlıkta gerçekten yaşayan bu yırtıcı yaratıkların uyandırdığı korkudan kök alarak gelişmiş ve zamanla görünmeyen, korkunç bir dünyanın varlığına inandırmıştı insanları. İnsanoğlunun imgelemi geliştikçe ölüm korkusu da artmış olabilir. Öyle ki Ahali bir yerde karanlıkla ölümü özdeşleştirip, o karanlığı hayaletlerle doldurmuştur sonunda.
Reklam
Zulmü karşı yükselen ortak öfke ve işlevini yerine getiremeden seyreltilişi
Yamacı tırmanırken iyice hırpaladı kızı; sürükleye sürükleye götürüp mağaranın içine fırlattı. Kızmıştık, deli gibi kızmıştık hem de. Bağıra çağıra çıkardığımız cehennemi gürültü bu kızgınlığın belirtisiydi. Göğüslerimizi yumruklayarak, dişlerimizi gıcırdatarak bir araya toplandık meydanın ortasında. Sürü içgüdüsünün dürtüsünü duymuştuk, belki de
Erkeğin eşini öldürdüğü tek hayvan türü insandır.
Aylar geldi geçti. Geleceğin sakladığı korkunç dramın sahnelenmesine zaman vardı daha. Biz de bu arada fındık ayıklamakla vakit geçirerek yaşayıp gidiyorduk.
...bazen hangi çağda yaşadığımı anlayamıyorum.
Sayfa 126 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Böyle bir çevrede yaşayamazdık.
Sayfa 124 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Beni yolumdan ayıramadılar...
Sayfa 109 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Ona olan sevgimden çıldırmış gibiydim.
Sayfa 108 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Amaç ve vicdan birliği yapamamamız hep ilkelliğimizdenmiş meğer..
Kızılgöz bizlerden daha ilkel, daha geriydi. Sürünün içinde uygunsuz düşen tek önemli öğeydi denilebilir. Yeri bizim yanımız değildi. Ama bizler de öylesine ilkeldik ki, onu öldürecek ya da aramızdan kovacak kadar güçlü bir işbirliği yapacak halimiz yoktu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.