Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Zannetme ki güldür, ne de lâle,
Âteş doludur, tutma yanarsın
Karşında şu gülgûn piyâle!
İçmişti Fuzûli bu alevden,
Düşmüştü bu iksîr ile Mecnûn
Şi'rin sana anlattığı hâle...
Yanmakta bu sâgardan içenler,
Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı
Baştan başa efgân ile nâle.
Âteş doludur, tutma yanarsın
Karşında şu gülgûn piyâle!
Eser mutlaka okunmalı.Birbirinden derin anlam taşıyan 29 denemenin bulunduğu eser sanatın tüm güzelliğini kullanarak yazılmış. Okurken keyif aldığım nadir eserlerden diyebilirim.
Gurebahane-i LaklakanAhmet Haşim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,412 okunma
…Şimdi Müslüman evindeki saat başka bir alemin vakitlerini gösterir gibi bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz…