İlk defa bir başkahramandan nefret ettim. Tam bir ikiyüzlüydü. Kendisi gibi davrandığı bölümleri tekrar okuma ihtiyacı duyuyordum. Ve tabi Madam de Renal'i asla hak etmedi.
Dünya gerçekten küreselleşecekse, hukuk ve haklar konusunda öğrenilmiş her şeyi gözden geçirmek ve varolma direnciyle ayakta kalan tek tek insanların bu dirençten başka şey olmayan haklarını düşünmek ve kabullenmek gerekecektir.
Aşağıda bir liste vereceğim.
Bu kişiler benim için idoldür, puttur, birlikte ortak koşarım.
2700 küsür okumadan sonra hala bir kitabını gördüğümde heyecanlandığım ve okumak istediğim yazarları listeye koydum. Okumadıklarımı koymadım, bir sıralamaya göre yazmadım.
Aynı zamanda tavsiyelerimdir, buyurun:
KURGU:
Başlarda hızla ilerlememe rağmen bir süre sonra kitaba olan ilgim dağıldı. Bazı yerler sanki ilerlemiyordu. Evet Prensler, Markizler, Düşesler iyi ama devamlı aynı konu geçiyor gibi tekrar gelmeye başladı....
Açıkçası atlaya atlaya okudum
Parma ManastırıStendhal · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20201,652 okunma
Spinoza, bu eserinde, din ve devlet arasındaki ilişkiyi felsefi bir mercekten inceleyerek, o güne kadarki dogmatik bakış açısını altüst ediyor. Aklın ve mantığın rehberliğinde, Kutsal Kitap'ı tarihsel ve filolojik bir bakış açısıyla yorumlayarak, din ve devlet kavramlarını birbirinden ayırıyor.
Spinoza, bu eserinde, düşünce ve ifade özgürlüğünün savunuculuğunu yapıyor. Dogmalara ve tabulara karşı çıkarak, bireyin kendi inançlarını sorgulamasına ve özgürce ifade etmesine olanak tanıyor.
Spinoza'nın cesur ve özgür düşünceleri, "Teolojik-Politik İnceleme"yi, yazıldığı dönemde oldukça tartışmalı bir eser haline getiriyor. Öyle ki, Spinoza bu eseri nedeniyle Amsterdam Sinagogu'ndan aforoz ediliyor.
Eğer siz de din, devlet ve özgürlük kavramlarını felsefi bir bakış açısıyla irdelemek istiyorsanız, "Teolojik-Politik İnceleme" tam size göre bir kitap. Spinoza'nın akıcı ve etkileyici üslubu, sizi felsefi bir serüvene sürükleyecek ve ufkunuzu genişletecek.