Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Attila İlhan-Tarz-ı Kadim
Olmuyor neyleyim Olmuyor velinimetim efendim Olmuyor yirminci asırda Tarz-ı kadim üzre gazeller söylemek Beşiktaş’a yakın hanesi yerle yeksan oldu nedim’in Baki o enis-i dilden Bir yahya kemal kaldı hal-i hazırda Ayıptır efendim iç bade güzel sev demek Var ise akl-u şuurun Ayıptır bu zamanda yar deyip yar işitmek Kıvılcımlar kaymalı İnsanlarım dedikçe şair kaleminden Zaten ömrümüz rüzgarlı sular gibi dalgalı Kimseler başlamaz medar-i maişet derdinden Kim okur kim dinler siham-i kazayı? Yalnız alıp verilir bir selam kalmıştır Nabi efendi’den
Kemalizm ve Mustafa Kemal hiçbir zaman memlekette hakiki mânâda “ortak değer” olmadı. Tarihe ve siyasete tahakküm ederek bunlar birer ortak değer hâline getirilmek istendi evet ama, resmî tarih dışına sarkabilen her şahsiyet, akl-ı selim ile bunları ortak değer görmekten uzaklaştığı gibi, bunların değersiz taraflarını da hususen belirttiler. Bu münekkit tavır sadece Müslümanlara has bir tepki zannedilmemeli. Liberaller, Komünistler, Ateistler, Hümanistler, Demokratlar, Sosyalistler, Kürtler de -eleştiri sebepleri farklı farklı olsa da- bunlara yönelik eleştiriler yayımladılar. Her cenahın kalburüstü addedilen temsilcilerinin 5816 gadrine uğraması tesadüf değil. Tabi Müslümanların Kemalizm tenkidi diğerlerinden daha geniş kitlere hâkim oldu. Fakat nihayetinde, bunların bırak ortak değer olmasını bilakis değersizlik örnekleri ile malul olduğunu ifade eden kim varsa 5816 kurbanı olurken, resmî söylem hız kesmeden yoluna devam etti. Bugün de aynı korkak ve kompleksli tavır ne yazık ki tüm yolları resmî söyleme açarak devam ediyor. Cehaleti hakikate, resmî yalanları yalnız doğrulara tercih ederek Kemalizm ve Mustafa Kemal’i “ortak değer” kılma zorlamalarından medet umuluyor. Çünkü hiçbir iktidar topluma kimliğini hatırlatmıyor da onlara sunî bir kimlik dayatılmasına âlet oluyor. Üzerinden yüz yıl geçmiş köhne bir diktayı hâlâ canlı tutmak zûldür. Bırakın hakikat tebellür etsin, böylece hakiki ortak değerler de kendiliğinden “hakiki bir millet” inşa etsin. Melikşah Sezen
Reklam
Ehl-i akl anlamaz efsûs lisân-ı dilden Zanneder âşık-ı dîvâne muammâ söyler Yahya Kemal BEYATLI
Cumhuriyet devrinin büyük İslam âlimi Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 63. yıldönümünde rahmetle yâd ediliyor. Kafası karışık olan bazı yarı aydınlar hariç, Türkiye’nin medar-ı iftiharı olan münevverler ve sanatkârlar, Nursi’nin yaptığı İslami hizmetleri ve Kur'an'a hizmetini takdir ediyorlar ve alkışlıyorlar. Hatta çağımızın
Melikşah Sezen / Vuslat Dergisi Türkçülük İdeolojisi ve Mâturîdîlik: Bir İdeoloji İstikametinde Mâturîdîliğin Keşf ve İstismarı Ehl-i Sünnet dairesi içinde yer alan kelâm fırkalarının kurucu iki reisinden bir tanesi olan İmam Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâturîdî es-Semerkandî (ö. 333/944) ve ona nispetle anılagelen itikadî
artık içimdekileri en kibar şekilde haykırma ihtiyacı hissettim.
Mustafa Kemal, ülkenin içinde bulunduğu duruma kuşbakışı bakarken hiç kuşkusuz ki bugün bizim gördüğümüz pek çok şeyin birebir aynısını görmekteydi. bizzat devleti yönetenlerin emperyalizmin maşası haline gelişini... emperyalizm tarafından güdülen padişahın, tarih boyunca her zaman olduğu gibi halkı güderken din'i kullandığını... halkın
Reklam
Bediüzzaman İnsanın kıymeti
"Hem madem biz gözümüzle görüyoruz ki: Umum mahluklarda ve zemin yüzünde öyle bir hikmet eli işliyor ve öyle bir adalet ölçüleriyle işler dönüyor ki, akl-ı beşer onun fevkinde düşünemiyor. Mesela: İnsanın bin cihazatına takılan hikmetlerinden yalnız bir küçük çekirdek kadar kuvve-i hafızasında bütün tarihçe-i hayatını ve ona temas eden hadsiz hadisatı o kuvvecikte yazıp, onu bir kütüphane hükmüne getirip ve insanın haşirde muhakemesi için neşir olacak olan defter-i a'malinin bir küçük senedi olarak her vakit hatırlatmak sırrı ile her insanın eline vererek dimağının cebine koyan bir ezeli hikmet ve bütün masnuatta gayet hassas mizanlar ile azalarını yerleştiren, mikroptan gergedana, sinekten simurga kuşuna, bir çiçekli nebattan milyarlar, trilyonlarla çiçekler açan bahar çiçeğine kadar, israfsız ölçülerle bir tenasüp, bir muvazene, bir intizam ve bir cemal içinde masnuatı bir hüsn-ü sa'at yapan ve her zihayatın hukuk-u hayatını kemal-i mizanla veren; iyiliklere güzel neticeler ve fenalıklara fena neticeler verdiren ve Adem zamanındanberi bir adalet-i sermediye, elbette ve hiç şüphe getirmez ki: Güneş gündüszü olmadığı gibi ; o hikmet-i ezeliye, o adalet-i sermediye ahiretsiz olmazlar ve ölümde en zalimlerin ve en mazlumların bir tarzad gitmelerindeki .  "
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.