Nitekim bir insana kitapsız demek ona yapılacak hakaretin en büyüğü sayılırdı.
Sayfa 57Kitabı yarım bıraktı
''İnsanlar zenginleşince demokrasiden söz etseler dahi yine aristokrasinin hasretini çekerler. Tarih bu gibi aldatmacalarla doludur.''
Gözyaşlarım onu iyiden iyiye tuzladı.
Sayfa 133Kitabı yarım bıraktı
Âkil ağlar geçen eyyamı için
Deli bayram geliyor der sevinir
Bana bir hal oldu kendimi tiyatroda sandım.
Sayfa 10Kitabı yarım bıraktı
''...Bir nokta hatası oldu mu onu yalıyor tekrar yazıyordum. Eskilerin mürekkep yalamak dedikleri budur. Bu aynı zamanda okumuşluk işaretidir. Mürekkep hem tatlı, hem güzel kokulu olduğu için, çocukların ağızları her yazıda mürekkep hokkasına dönerdi. Övünme ölçüsü dirsek çürütmek, mürekkep yalamaktı.''
Açlık, yoksulluk her yanı sarmıştı. Yalnız insanlar değil, hayvanlar da açtı.
Komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı da kız görünür.
Sayfa 40Kitabı yarım bıraktı
“İlk defa Bursa’da Karagöz’ü resimlerle oynatan Şeyh Küşterî’dir. Sanat yoluyla şeyhlik mertebesine ulaşan Karagözcülerce evliya sayılan bu pîrin de bugün mezarı üstüne türbe değil, apartman yapılmıştır. Altı yüz sene evvel Karagöz’ü dirilten, ona suret veren Şeyh Küşterî’nin hayal perdesi, ne yazık ki çağımızda başımıza yıkıldı. Yalnız Karagöz’ün perdesi değil bütün tulûat oyuncularının perdeleri başlarına yıkıldı. Türk zevki, sanatı bir mum gibi Direklerarası’nda eridi. Mum gibi Direklerarası’nın direkleri çöktü. İstanbul’un ortasını gösteren direk de yan yatmış, ilânlarla kapanmış bir hâlde. Artık İstanbul’un ortası Şehzadebaşı’nda değil, o işaret eski İstanbul’a aitti. Bugün bu döner direk dönmez oldu. Türk sanatı Direklerarası’ndan uzaklaştı; yalnız nereye gitti, o belli değil.”
“İstanbul’da 1948’de yanan güzel sanatlar Akademisi’nde hiçbir resim kurtulamamışken, yalnız ünlü ressam Osman Hamdi Bey’in kendi yüzünü gösteren resminin yanmaması olağanüstü bir hâldi. Acaba Osman Hamdi resmi yerine kendisi alevler arasında kalsaydı resmi gibi kurtulsaydı keramet göstermiş olur mu idi? Güzel sanatlar denince nedense insanlar bu gibi olaylara inanmıyorlar. Nitekim yangın 1 Nisan’a rastladığı için itfaiye bile buna inanmamış, ressamlar ise yerlerinden kımıldamamışlar. Neticede takunyacı ustası erenlere karışmış, halkın sevgilisi olmuş, Hamdi Bey’e ait bu olay da unutulmuş, önemli görülmemiş.”
Ben gurbette değilim gurbet benim içimde
Sayfa 153Kitabı yarım bıraktı