Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz insanlar sürekli daha fazlasını isteriz. Lanet olasıca bir aşkla yaparız bunu.
Herkes her yerde her şeyden şikayetçiydi.
Reklam
İşte, Venüs, çaresiz hayranlığım ansızın şiddetli bir aşka dönüşüvermişti; şeref nişanı gibi taşıyordum onu.
Başına böyle bir şey geldi mi hiç, Venüs? Günün renkleri aniden gölgelere dönüşür. Ve o anı ömrün boyunca hep hatırlayacağını bilirsin. Yürekte yaşanan etkileyici bir daralmanın kayda geçişi bu...
Yüzünün asimetrikliği, hatlarının karanlıkta el yordamıyla yüzüne fırlatıldığını düşündürüyordu.
İnsanın kardeşi, çocuğundan daha çok belirgin bir yer işgal eder hayatında. Ebeveynlerinin uzayda kapladığı alan yerinde sayarken, çocuk büyür. Kardeşler arasındaki farksa hep aynı kalır.
Reklam
1956'da hayat kolaydı. Pislik ve soğuk vardı, açlık ve nefret de; ama hayat kolaydı.
Her kadeh kaldırışında ben de şerefe dedim.
Hastir demek hâlâ yapabildiğimiz yegâne kötü iş. Fakat bu beş harfli kelimenin tedavi edici özelliklerini vurgulamak isterim. Gerçekten acı çekmiş herkes, bunun sonunda getireceği rahatlamayı bilir, başını öne eğip saatler boyunca ağlayarak küfür etmenin getirdiği rahatlamayı...
Aşk hikâyesi şekil olarak üçgendir, üçgen de eşkenarlı değildir.
Reklam
"Daha değil, daha değil, kıymetlim!" Şair Auden erken doğum için kendisine kulis yapıyor gibi görünen mısralarına, gittikçe uzayan mektuplarına böyle derdi.
Artık ciddi olarak beni hafızandan silip atacağın korkusu da yok içimde. Bunu yapacağını sanmıyorum. Çünkü köle olmanın ne manaya geldiğini anlıyorsun.
İşte, benimki gibi bir geçmişin varsa, geçmişine kafa yormadığın zamanlardaki perde araları uğruna yaşarsın...
Görüyorsun ya, yavrum, vicdan hayati bir organ, bademcikler ya da lenf bezleri gibi bir fazlalık değil.
Martin Amis bir söyleşide şöyle demişti: "Çocuk kitabı yaz­mayı düşünüp düşünmediğimi soruyorlar. Ben de onlara, ağır bir beyin hasarı geçirmiş olsaydım, bir ihtimal çocuk kitabı yazabi­lirdim,' diyorum."
Sayfa 2 - Domingo
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.