Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O gece hepimiz rakıdan değil, ama mutluluktan sarhoş olduk.
Sayfa 196Kitabı okudu
Herkes birbirinin yaşamından habersiz, bir yol tutturmuş gidiyordu kimse kimsenin umurunda değildi; kimse böyle bir çaba içinde de değildi. Derin bir nefret duydum. “Hapse girmek istiyorum çünkü bu kalabalığı hiç sevmiyorum,” dedim içimden.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Bu koğuşta yemekler duayla yeniyordu; masanın üstüne yemekler konulduğunda herkes ayağa kalkıyor, “Allah devletimize, milletimize güç versin,” türünden bir dua okuyor, sonra yemek başlıyordu. Bu duayı söylemek bir gün olsun içimden gelmedi.
Sayfa 155Kitabı okudu
Yaşam koşulları olumsuz yönde değiştiğinde insanın biyolojik ve moral sağlığının bozulduğunu, ama hayatta kalma dürtüsünün tüm zor koşullara katlanmayı, hatta neredeyse alışmayı sağladığını düşündük.
İnsanlık dışı koşullarda yaşayıp etkilenmemek dayanıklılık ya da dirençlilik sayılmaz ki.
Bir yerlerde yeni ve güzel bir şeyler vardı, ama sanki ben bezginlikle her şeyin dışında duruyordum.
Reklam
Bu koğuşta yemekler duayla yeniyordu; masanın üstüne yemekler konduğunda herkes ayağa kalkıyor, “Allah devletimize, milletimize güç versin,” türünden bir dua okunuyor, sonra yemek başlıyordu. Bu duayı söylemek bir gün olsun içimden gelmedi.
Reddedildi. Gerekçe aynıydı: “Dağı aşmak, emperyalizme karşı bir savaştır; burada ‘dağ’ bir simge olarak kullanılmakta, bilinmeyen güçlere karşı savaşmak anlamına gelmektedir," gibisinden iki sayfa dolusu yazmışlardı.
senaryolar
Ben karakteri sert görünüşünün içinde yumuşak, sevecen, duygusal biri olarak yorumluyordum, Yılmaz Ağabey ise aksine acımasız, uzlaşmasız, aksi biri olarak. “Doğa adamı böyle olur, bunu mutlaka böyle oyna," diye öğütlüyordu.
Dışarısı güllük gülistanlıktı. Sansür yine almış başını gitmişti.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.