Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Mehmet Akif Ersoy
Sayfa 62 - Damla YayıneviKitabı okudu
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde - gösterdiği vahşetle “ bu bir Avrupalı” Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi! Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
Sayfa 48 - Damla YayıneviKitabı okudu
Reklam
18 Mart
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Gelmeyiniz ey düşmanlar. Çanakkale geçilmez. Bekler nice kahramanlar, Çanakkale geçilmez. Onsekiz mart zaferini Herkes tanır Türk askerini ölür de Vermez yerini Çanakkale geçilmez. Ali Osman Atak..
"Türkler mağlubiyet adında bir şey olduğunu red ve inkâr etmişlerdir."
Sayfa 56 - Damla YayıneviKitabı okudu
Hürü Ana, ne güzel, dost, şefkatli, candan bir yüzü vardı Hürü Ananın, Topal Ali, ne biçim adamdı Topal, anlaşılmaz, Akçasaz bataklığı, Seyran, diyorlar ki dünyaya Seyran güzelliğinde birisi daha gelmemiş, yılgın, korkmuş köylüler. Yaşlıları çok yürekli, Hürü Ana, Koca Osman... Yaşlılar daha onurlu... Hele kadınlar, erkeklerden bin kere daha yürekli, atak... Haksızlığa karşı koyuyorlar.
Reklam
Kanije Savunması
KANİJE SAVUNMASI Kanije Savunması, 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı döneminde, 1601’de 73 gün boyunca Kanije Kalesini kuşatan Habsburg ordusuna karşı Osmanlıların yaptığı savunma ve karşı saldırıdır. 1600 yılında Kanije Kalesi fethedilerek beylerbeylik hâline getirildi ve idâresi, Tiryaki Hasan Paşaya verildi. Ertesi sene (1601) Avusturya
"............................. Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani tâûna da zuldür bu rezil İstilâ... ............................."
Sayfa 42 - Damla YayıneviKitabı okudu
Deli Osman ağa
Deli Osman Ağa: Gödülüş Köyünden 1879 (1296) doğumlu olup doğum yeri Gödülüş köyüdür. Evvelâ Kuzbağ köyünde sonra Reşadiyede yerleşmiş ve manifatura dükkânı açmış bir ev ve bir de han yaptırmıştı. Sonra bunları satmıştır. Lakabının aksi olarak zeki çalışkan atak ve müteşebbis bir zat olup Tokatta, Sivasta, İstanbulda halı alıp satmakla meşgül idi. Deli Osmanın bir vecisezi Reşadiyelilerin ağzında dolaşır oda şudur: Reşadiyede, Reşadiyeden ayrılanları köprü başında selâmlamak ve selâmet dilemek âdet olduğundan Reşadiyede uzun yıllar Kaymakamlık yaparak hiç bir eser bırakmadan tam halka veda ederek hareket edeceği sırada "Kaymakam beyefendi Allah selâmet versin elinde bulunan uzun bir sopayı kendisine uzatarak lütfen bu sopayı buraya dikiniz de bir eseriniz kalsın." demiş bu suretle Kaymkamı uğurlamış ve halkı ikaz etmekle beraber Kaymakama da güzel bir ders vermiş olduğunu hikâye ederler. Deli Osman çalışkan ve atılgan idi. Karanlık dere suyunun Ferekse köyünden itibaren kasabaya kadar olan su yolu kısmının açılmasını teahhüt etmiş ve bu teahhüdünü muavaffakiyetle yaparak 1926 da Reşadiyenin her tarafı karanlık dere suyu ile sulanmıştı. Reşadiye İlçesi Tarih, Coğrafya, Sağlık, Eğitim, Tarım, Köyler ve Yetişen şahsiyetler Sayfa 570 Prof. Dr. Ali Rıza Atasoy Milli Mecmua Yayınları 1950 İstanbul
Herkes iyi bilir bize Türk derler, Düşmana mezardır bu kutsal yerler. Eğer bir kükrerse eroğlu erler, Çiğneyip üstünden aşar Mehmedim!..
Sayfa 58 - Damla YayıneviKitabı okudu
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.