(…) aklının, duygularının ve gövdesinin bağımsızlığına sahip çıkabilmiş, yaşamında kişisel keyiflerine, küçük mutluluklarına ve büyük aşklarına yer açmayı başarabilmiştir.
Yazmak için gerekli koşullardan “iç hesaplaşmaya” ilk kez gerçekten girebilmiştir. Ne yazık ki yanlış sorular ve yanlış yanıtlarla uzayıp giden bir öz suçlamasına dönüşür hesaplaşma.
Aysel’i yalnızlığa ve boşluğa iten, sevilen kişileri ve ortamları yitirmek kadar, hiç sorgulanmamış, dokunulmamış değerlerin yıkılışına tanık olmaktır.