O günü görmek için sade bekleyeceğiz,
Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.
Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz,
Bir sabah dökülecek baharların baharı.
Bu bahar yalnız mesut günler taşımaktadır,
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,
Bir melek ordan bize uzatacak elini.
Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle.
Ümitlerin en güzelini!..
🌼
Yusef Masadow kaleme aldığı şiir tadında bir eser okudum. İnanın her cümlesini sizinle paylaşmak istedim. Defalarca okuduğum cümleler paragraflar...
" Deniz kiminse kıyısına vuran taşlar da o yazılı olan hüküm de O'na aittir. Bilirsin ki taşlar kadere ve onu yazan kudret alemini işaret ve şahitlik eder
İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ
Taş - Kağıt - Makas
Herkese Merhabalar...
Sizlere yepyeni bir kitap ile geldim...
Kitabımızın üzerinde #roman şeklinde yazıyor olsa da biz bir roman okumuyoruz.
Daha çok tasavvufa yakın ve yazarımızın çocukluğundan itibaren içine düşen o eşsiz duygularin kelimelere dökülüşünü ve biraz da felsefe ile birleşmiş şeklini okuduk diyebilirim.
Bunu ancak okuyanlar anlayacaktır.
Biz bu dünyaya geliyoruz ama kimisi gelmişim işte derken kimisi de ben ne için geldim.
Bu dünyaya geldim ki bir amacı olmalı benim de bir amacım olmalı diyerek sorgulamaya başlıyor.
İşte yazarımız da bu içsel yolculuğa çıkıp bunu da hayatına alıp uygulayanlardan öyle de güzel bir şekilde ifade edip anlatıyor ki sayfalar sizin ruhunuzu da doyuruyor.
Dediğim gibi anlamak için de okumak o duygulara o satırlara misafir olmak gerekiyor...
#alıntılar
Biri ölüyor mesela; üç gün yakınlarının yanı kalabalık, üç günden sonra...Sonrası mı?
Vakti gelince yıldızlar da tutunmaz gökyüzüne...Kimi boşluğa düşer,kimi bilinmezliğe yol alır; akıp gider su gibi...
"Baharı beklerken , kışa yenik düşer insan...Anka'sını Hayy'atlandıran atlasını bırakır dünyada ve özgürleşir ebedi baharlara..."
Aşkı yarım yaşamak, aklı akıldan ederdi;lakin aşkın derdi, aşığın çilesini güzelleştirirdi.
Dilek E.D “Hayallerim talan, şansım en büyük günahlarla yan yana; son kez dönüp baktım ki ah bu ne yaman bir istila...!”
“Vakti gelince, yıldızlar da tutunamaz gökyüzüne...”
“Denizin kıyısına vurmuştu deniz kabukları; ömrü suda tamamlanmamış da ölüsüne bir avuç toprak arar gibiydi...”
“Baharı beklerken, kışa yenik düşer insan...”
“Bazı cümleler vardır ki harfleri mizanda hafif gelse de kıymeti gönlün ve ruhun sahici terazisinde tartılmaz.”
“İnsan bu... Hep kendime eder. Kimine göre kader, kimine göre keder...”
“Mevsime düşen ilk yaprağı gördüm, düştüğüm ilk günü hatırladım...”
“Yenilir, insan... Yaşama sımsıkı sarılır da dünyaya yenilir...”
“İnsan bu işte, peydah ettiklerini aşk adına sakınıp korur...”
“Heybende bulamadıklarını, gecede ara!”
O günü görmek için sade bekleyeceğiz,
Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.
Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz,
Bir sabah dökülecek baharların baharı.
Bu bahar yalnız mesut günler taşımaktadır,
Başbaşa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,
Bir melek ordan bize uzatacak elini.
Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle.
Ümitlerin en güzelini!..
Ömrümün bilmem sondan kaçıncı baharı?
Kaç ömür tükettim seni beklerken , haberin var mı?
Eksiliyordu takvimimden yapraklar.
Zaman , hızla ömrümü törpülüyor.
Yağan yağmur sanki içimdeki filizleri yeşertiyor.
Durun Şemsiye tutmayın bana!
Ruhumun , kırıklıklarımın yeşermeye ihtiyacı var.
Islanayayım hasret yağmurlarında.
Coğrafyama gül, yüreğime dikenler ektim.
Sen, haberin bile olmadan sessizce veda ettim.
Sessizce, yağan yağmur da…
Mahmut İNCE