Tekfur Sarayı oldukça ilginç kullanımlara da sahne olmuştur. Bir zaman Topkapı Sarayı’nın fil ve zürafa gibi “Acaib-ül Mahlukatı”nın bakıldığı bir yer olmuş, Lale devrinde ise “çini imalathanesi” olarak kullanılmıştır.
Sayfa 61Kitabı okudu
Orta Çağ’da yaygın olarak rastlanan “dromon” adı verilen savaş gemilerine destek olmak amacıyla kullanılan, hafif ve kürekli bir gemi tipi olan “galea” olabileceği düşünülmektedir.
Sayfa 10Kitabı okudu
Nemrudun kızı yandırdın bizi
Efes, Roma dünyasında "Asia'nın Işığı" (Lumen Asiae) olarak ünlenmiştir.
Khalybes denen Khaldaioi kavmi Themiskyra’nın (Terme) doğusundan Pharnakeia’nın (Giresun) ardındaki Paryadres Dağları’na (bugünkü Canik ve Giresun dağları) kadarki bölgede oturuyorlardı. Tarihte demir madeninin bulucuları olarak kabul edilen Khalybes’ler bu bölgedeki madenlerden çıkardıkları demiri mükemmel derecede işlemeleri ve yaptıkları çelik üretimleriyle ünlüydüler. Hatta bu yüzden, Antik Çağ’da sertleştirilmiş demir-çelik (khalyps) onların isimleriyle anılmıştır.
Sayfa 11Kitabı okudu
HEROON: Tanrılaştırılmış ya da yarı tanrılaştırılmış olan ölülerin onuruna inşa edilmiş tapınak biçimli mezar yapısı.
Sayfa 55Kitabı okudu
Türkiye Cumhuriyetinin Temeli Kültürdür.
- Mustafa Kemal Atatürk -
Sizi birr kıvılcım olarak gönderiyorum.
Volkan olup dönmelisiniz.
- Mustafa Kemal Atatürk -
1930’lu yıllarda öğrencilere verilen 96 liralık aylık, Türk Lirası’nın o dönem Avrupa ülkelerindeki değerinin yüksek olması ve özellikle okudukları ülkelerde birbiri ardına yapılan devalüasyonlar sonucu ellerine geçen miktarın artması onlara daha rahat bir yaşam sağlamıştır.
Sayfa 18Kitabı okudu
Osman Hamdi Bey ilk önemli kazısını ve araştırmasını 1883 Mayıs’ında Nemrut Dağı’nda gerçekleştirmiştir. Osman Hamdi Bey’in kazı yaptığı, üzerlerini tümülüsten akan çakılların örtüğü Nemrut Dağı’nın Batı Teras avlusunun doğusunda tanrı tahtları, güneyinde Kral Antiokhos’un Pers atalarına ait kabartmalı stel yuvaları, batısında Hellen atalarına ait kabartmalı stel yuvaları yer almaktadır.
Sayfa 9Kitabı okudu
Galata ve Beyoğlu
"Modern Kent" olarak adlandırılan Galata ve Beyoğlu, Haliç'in boğazla buluştuğu yerin kuzey kıyısını biçimlendirir. Bölge çok eski çağlarda Sykai, yani "İncir Ağaçları" olarak bilinirdi. II. Teodosios'un hükümdarlığı sırasında Konstantinopolis'in on üçüncü regio'su yani bölgesi yapılmıştı.
Sayfa 191 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Kız Kulesi
Niketas Honiates'e bakılırsa I. Manuel Komnenos 12. Yüzyılın ortalarında adacığa Boğaza girişleri denetlemede kullanacağı küçük bir kale inşa ettirmiştir. Yakın zamanda restore edilen kale şimdi pahalı bir lokanta ile kafeye ev sahipliği yapıyor.
Sayfa 179 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Üsküdar
Üsküdar, MÖ 409'da Alkibiades yönetimindeki Atinalılar'ın kurduğu eski Hrisopolis, yani Altın Şehirdir. Burası Bizans devrinde, boğazın Asya kıyısındaki girişinin ötesinde MÖ yaklaşık 680'de kurulan Yunan şehri Khalkedon'un dış mahallesiydi. Türk fethinden sonra Hrisopolis'e Bizans dilindeki Scudari'nin bozulmuş hali olan Üsküdar ve Khalkedon'a Kadıköy denmeye başlandı.
Sayfa 177 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Kazlıçeşme Adı
Bizans zamanına kadar tarihlenen uzun boylu hoş bir kaz kabartması ile süslü antik sokak çeşmesiden alır. Fatih zamanında kurulmuş bir Tabakhane bölgesidi.
Sayfa 164 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Balat Kapısı
Haliç kıyısındaki bir sonraki kayda değer buluntu Bizans deniz kapılarından biri olan ve bazen Hagios İoannis Kynegos, yani Aziz Avcı Yahya kapısı olarak tanımlanan Balat kapısının yıkıntısıdır. Haliç'in yukarısında Fener'den sonraki bölge olan, kapının arka tarafındaki semtin adı olan Balat, Yunanca palation, yani "saray" sözcüğünün bozulmuş halidir. Bu ad Haliç'in yukarısındaki kara surlarının hemen içinde yıkıntıları bulunan Bizans Blahernai Sarayı'nın yakınlığından kaynaklanır.
Sayfa 134 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu