Öncelikle çok ilginç bir kitap olduğunu söylemek istiyorum. Konuya hakim olmak çok zordu çünkü kitabın başında anlatımı çok farklı çok karmaşık geldi, sonra alıştım. Gerçek kişiler gerçek mekanlar kullanılmış, kişilerin gerçek hikayeleri mi yoksa kurmaca hikayeler ile mi romana eklenmişler bilmiyorum ama hoştu. Polisiye, anı, psikolojik karma bir romandı hepsinden ögeler taşıyordu. Herkesin ilgisini çekmeyebilir okurken çok yoruldum bazen sıkıldım bence fena değildi.
Çarpıcı bir dünya... Nakşibendi şeyhi Küçük Hüseyin Efendi, Madam Tamara, Ulvi, çılgın aşık bozacı Naki, ünlü bir doktor; 1958 Beyoğlu cinayetinin hala çözülmemiş gizemi, bu dünyayı gerçek hayattan ayıran sessizliği ve yıpranmış mezar taşlarıyla Eyüp sırtları, şehit teyyareci Fethi Bey, Markiz Pastanesi ve İstiklal Caddesi... Tüm bunların izini süren kahramanımız... Bambaşka bir dünyanın kapılarını açılıyor, içine girdikten sonra da ağır ve kalın kapılarını usulca kapatıyor.
Beyoğlu'nda gezersin
Gözlerini süzersin ah
Beyoğlu'nda gezersin
Gözlerini süzersin
Sevdiceğim, yavrucağım
Niçin niçin beni üzersin?
Sevdiceğim, yavrucağım
Niçin niçin beni üzersin?
Ah, ah fıkır fıkır fıkırdama gel bana gel
Ah, ah şıkır şıkır şıkırdama gel bana gel