Her şeyden korkmalısın, en çok da erkeklerden.
Sayfa 24Kitabı okudu
"Seninle dağlara, vahşi doğaya ve çöllere götürüldüm
Bu kutsal duvarları sen yükselttin; çöl gülümsedi
Ve cennet vahşi doğaya açıldı"
"dünya unutuyor,
lekesiz zihnin sonsuz güneş ışığını!"
“Yenilgimi hor görüp, gururlanma boş yere.
Sen de boyun eğersin elbet aynı Kader’e,
Ölüm yüce gönlümü karartır sanma bir de.
Derdim ölüp giderken senin kalman geride.
Böyle olmasındansa yaşamaktan yanayım, Cupid’in alevinde bırak - canlı yanayım.”
Erkek olmasının verdiği üstünlüğe rağmen, yalnız,
İki parmağıyla boyun eğdirdi ona genç kız.
Tüm bu şeref şan, tüm acılarımız boşa çıkar nihayet,
Güzelliğin kazandıklarını korumazsa iyi niyet.
Ön locayı onurlandırdığımızda, bakıp erkekler, ‘Yüzü gibi ruhu da güzel!’ demiyorlarsa eğer.
Soluduğum hava bana can, bana kuvvet
Verdiği sürece bu saç onu kazanan elindir ilelebet.
Kibirlilere erteletirsin bir ziyareti,
Kızdıklarında dindarlara hatırlatırsın ibadeti, Ama senin gücünü küçümseyen bir güzel var Ve binlerce başkası da şen onun kadar.
Çeşitli yollarla türlü huyları azdırırsın.
Kimine ilaç aldırır, kimine oyun yazdırırsın.
Ama güzel kızın çok kaygılı başı
Bağrında gizli tutkuların ateşi.
Ansızın gördü ki, tüm çabasına karşılık.
Yatıyor kızın kalbinde dünyalı bir âşık,
Şaşırdı, aklı karıştı, gücünün çekildiğini fark etti.
Ah ederek her şeyi kadere terk etti.
bu perinin saçı insanlığın mahvı demek
Ak gerdanında bir haç, öyle bir
Haç ki Yahudi görse öper, hayran olur kâfir. İşlek bir aklın işareti canlı bakışları
Gözleri fıldır fıldır, uçarı mı uçarı:
Kimseye iltifat yok, herkese gülümsüyor.
Çoğunluk reddediyor ama kimse ona küsmüyor.
Gözleri sanki güneş, değen gözün sahibi Çarpılıyor, herkese eşit parlıyor yine güneş gibi.
Örtüyor kusurlarını o soylu rahatlık,
O kibirsiz şirinlik, kızların kusurları olursa artık:
Ama düşmüşse onun da payına bütün hanımlardan,
Yüzüne bakın, hepsini unutursunuz o an.
Bu perinin saçı insanlığın mahvı demek"
Olan iki zarif bukle halinde ve birbirine denk
İki kavis çizerek dökülürdü, elbirliğiyle ışık oyunu
İçinde halka halka süsleyerek fildişi boynu.
Kölelerini Aşk işte bu labirentte bekletir.
Dağ gibi kalpleri bağlar ip incesi bir zincir.
Kuşları aldatmaya yarar kıldan tuzaklar.
İncecik tüylere kanar kapılır balıklar.
Bir kâküle teslim ederiz, erkekler, ülkemizi
Ve güzellik tek bir saç teliyle boğar bizi.
Her şeyden korkmalısın, en çok da erkeklerden.
Ben kim miyim? Ariel, işte onlardan biri,
Seni korumakla görevli, çok dikkatli bir peri.
Şu ara göğün kristal ormanlarında dolaşıyordum.
Yıldızının duru aynasına bakınca ne gördüm.?Heyhat! Başına korkunç bir felaket gelecek Güneş daha sulara gömülmeden. Ancak Gökler söylemiyor ne, nerede, nasıl:
Ey inanmış dilber, sakın ha, dikkatli ol! Muhafızın olarak bunları açıklayabiliyorum ben.
Her şeyden korkmalısın, en çok da erkeklerden.”
Bir kadının fâni soluğu tükendiği zaman
Ruhundaki tüm tutkular ölür sanma hemen Bazıları onunla kalır ve kadın kendisi masada Yoktur ama oyunu izler yukardan, katılmasa da.
Ne korkunç suçlara aşklar olur neden,
Ne ulu kavgalar kopar unufacık şeylerden.
İnsanlar periler kadar hayal ürünüdür...
Sayfa 18Kitabı okudu