es-Suyûtî, Kur'ân-ı Kerim'i tefsir edebilmek için müfesserin ihtiyaç duyacağı ilimleri sayarken bunlar içerisinde nahiv ilminin önemini şöyle dile getirmektedir :
"İrâbta müşterek müfredâtın açıklanabilmesi için ilim bilinmesi gerekir; zira irâbın değişmesiyle manalar da değişir. O halde irâbın üzerinde kurulmuş terkiplerden maksadın ne olduğunu anlamak için irâbı bütün yönleriyle bilmek kaçınılmaz olur."
İbn Haldûn Mukaddimesi'nde "önem bakımından, lisan ilimlerinin en başında nahiv ilmi gelir, çünkü fiil, fail, mübteda ve haber gibi unsurlar bu ilim sayesinde bilinir. Aksi takdirde bir şey ifade olunamaz" demektedir.
Rivayete göre, Halife Ali b. Ebî Tâlib (ö.41/661) nahvin kurucusu olduğu söylenen Ebu'l-Esved ed-Duelî (ö.67/686)'ye gramerde yapılması uygun olacak taksimat hakkında bilgi verir ve ilave eder : (أُنْحُ هذا النَّحْوَ : Bu yolda yürü!) Bundan dolayı yeni ilim nahiv adını alır.
•el-Cevheri (ö.393/1003) :
Nahiv, arap kelâmının irabıdır.
•İbn Cinnî (ö. 392/1001)
Nahiv kelimesini (نَحَوْتُ نَحْوًا : bir yere yöneldim) örneğinde olduğu gibi "yönelmek" anlamında kullanıldığını belirttikten sonra bu tür bir yönelişin bir ilim dalına hasredilmiş olduğunu söyler ve ıstılahi manasını:
"Tesniye, cem, ismi tasğîr, izâfet, nisbet, terkîp, vs. gibi durumlarda irâbı kullanarak Arap kelâmının bir kısmına yönelmek demektir. Bunu yapmaktaki gaye ise, Arap olmayanların bunu öğrenerek, kök olarak her ne kadar Arap olmasalar bile fasih bir dille Araplara katmalarını sağlamaktadır."
•es-Sekkâkî (ö.626/1229)
"Nahiv, Arap dilinde cümlenin unsurlarının birleşmekerinin durumu hakkında bilgi sahibi olmaktır."
•eş-Şerîf el-Curcânî (ö.816/1413)
Nahiv ilmine, ¹"İrâb, bina ve diğer yönleriyle Arapça terkiplerin yapısının bilinmesine yarayan kurallar ilmidir."
²"Arap dilinde yapılan cümlelerin doğru olup olmadığını belirten bir prensipler ilmidir."
³"Nahiv, kelimelerin i'lâl yönlerini inceleyen bir ilim dalıdır."
•el-Hadrâvî Muhammed b. Yahyâ b. Hişâm el-Hazrecî
"Nahiv, Arap dilindeki kelimelerin ve sonlarının değişimindeki ölçüyü bilmektir."
•İbn Usfûr Alî b. el-Muvaffak el-İşbîlî (ö.669/1270)
"Arapça'nın cümle yapısını inceden inceye araştırılmasıyla tespit edilen ve cümle yapısını meydana getiren parçaların hükümlerini (nelerden meydana geldiğini) bilmeye ulaştıran ölçülerle çıkarılmış bir ilimdir."
"yön, yol ve kasıt, yöntem, tarz, metot"
mast. : yönelmek, kastetmek ve bir yana meyletmek.
Dilbiliminin bir alanı olarak dar manada "gramerin sentaks kısmı" anlamına gelir.
Arap dilcilere göre nahiv 2 kısma ayrılır:
1. Fiilin kökü ve çekimleri, isim ve sıfatların meydana getirilişleri, bunların çoğul ve müenneslerinin yapılışları vb. konuları ihtiva eden ve kelimelerin şekilleriyle ilgili olan ilmu's-sarf, ilmu't-tasrif, kelime bilgisidir.
2. Kelimenin sentaksı, ilmu'n-nahv, cümle bilgisi demektir.
.....cahiliye dönemindeki basit ve şuursuzca gerçekleştirilen dil çalışmalarını bir tarafa bırakırsak, İslâm'ın zuhurundan beri Kur'an yoluna bağlı ilimler üzerine yapılan; Kur'an ve hadislerin yazılması, âyet ve hadislerdeki garip kelimelerin Hz.Peygamber tarafından açıklanması, Hz.Peygamberin vefatından sonra sahabeden bazılarının Kur'an ve Hadisi anlamak için Arap şiirine müracaat etmesi ve İbn Abbas gibi bazı dilcilerin Kur'an ve hadisteki garip lafızları açıklayıcı çalışmalara yönelmesi, nihayet bu Ebu'l-Esved tarafından Kur'an-ı Kerim harekelenmesi ve Nasr b. Âsım veya Yahya b.Yamer tarafından hareketilerin noktalanması, yine Ebu'l-Esved tarafından ilk gramer çalışma başlatılması önemli dil çalışmalarıdır.
Hz.Ebubekir ve Hz.Osman Dönemlerinde bir araya getirilip yazıya aktarılan Kur'an Emeviler Döneminde el-Haccac b. Yusuf'un (ö.95/713) isteği üzerine Ebu'l-Esved ed-Du'eli tarafından harekelenmiştir.
فإنك كالليل الذي هو مُدركي
وإن خِلتُ أن المنتأى عنك واسعُ
#النابغة
Senden kaçılacak aleminin geniş olduğunu zannetmişsemde sen beni kuşatan gece gibisin... Arapsairlerdenşiirler
Cahiliye dönemi Araplarının taptığı putlar:
1. SANEM: Madenden veya tahtadan insan şeklinde yapılan put.
2. VESEN: Taştan veya ağaçtan insan şeklinde yapılan put.
3. NUSUB: Muayyen bir şekli olmayıp tapmak için kullanılan taş.
(Arap Edebiyatı Tarihi 1 - Cahiliyye Dönemi, Prof. Dr. Kenan DEMİRAYAK)