Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Servisteki tek bağımlı bendim, benim dışımdakiler hep deli dediğimiz hastalardı. Hepsi o kadar mutluydu ki... Kendi dünyalarında yaşıyor, kimseden bir şey beklemiyorlardı.
Onunlayken her şey toz pembe olmuyordu, abartılı bir mutluluk söz konusu değildi. Ama onsuzluk korkunçtu.
Reklam
Ben galiba hayatım boyunca iki arada bir derede gidip geleceğim. Kornişteki bir perde gibi, raydan çıkana dek.
Saygısızlık etmek istemiyorum aslında ona. Ama anlatamam ki... Anlamaz ki, kudurmuş. Gözlerinde ölüm, burnunda kan kokusu, ağzında nefret şelalesi, kulaklarında ise bir tren var. Aslında çok acınacak halde. Ama kudurmuş o. Ona acımanın değil ondan korkmanın zamanı. Gülmeyi kestim, parmağım hâlâ kanıyor, salyalar akmaya devam ediyor. Ben gülmüyorum, korku yine sahnede, içim acıyor. Kaygılıyım.
Defalarca, durmaksızın zıplayan bir pire bile bitirir aslında şu itin işini. Ama benim gücüm hiç yok.
Yatıyorum bir çam ağacının dibinde. Koku bombacıkları henüz patlamamış ve çam fabrikası henüz sakız üretimine geçmemiş. Hayallerimde hep üzerime gelen bir salyalı köpek vardır. Yine geliyor. Kulaklarını dikmiş, salyalarının parıltıları gözlerine vurmuş, amacının bilincinde, açılmış ağzıyla geliyor. Yavaş yavaş ama şiddetli... Her salya önce o ağızdan kurtulmanın nedensizliğiyle fırlıyor, sonra doldurulmuş kini, vahşiliği savunurcasına yüzüme yapışıyor. Renkler değişiyor. Çirkin bir köpek bu, beni korkutuyor. Keşke sarmısak yemiş olsaydım diye düşünmeye başlıyorum. Bir sürü sarmısak ya da sarmısaklamasak. Ağzım koksa, çok koksa. Çam ağacı bile rahatsız olsa. Belki köpeğe olan korkum yok olurdu o zaman. Ya da kuşkonmaz yemiş olsaydım vaktinde. Yine korkmazdım bu çirkin köpekten. Defalarca, durmaksızın zıplayan bir pire bile bitirir aslında şu itin işini. Ama benim gücüm hiç yok.
Reklam
Geceleri yaşamla ölüm oyunları oynamaya devam ediyorum Kanım damarlarımda hayalimdeki çağlayanlar gibi akmakta Güzel kızların ağlayarak ilahiler okuduğu gecede Yanmakta olan bir Hintli cesedi gibiyim
Ahıra girmeyen bir koçtum Ot buldukça uçtum Anayasada en büyük suçtum
Ama bugünlerde onca yaşam savaşı arasında biraz boşverdik galiba. Gerçi bizim savaşımız değildi bunlar. Biz her zaman ki gibi ölüm oyunlarına devam ediyoruz. Aşık oluyoruz, başkalarının manda yüreklerine sığdıramadıklarını biz saniyeler içinde o çılgınca atan kalplerimize sığdırıyoruz. Kırmızıya boyuyoruz dünyamızı. Minik, renkli silgiler dağıtıyoruz; ellerimizi uzatıyoruz, kimse tutmuyor, olsun diyoruz, birbirimizin elini tutuyoruz. Kıskanıyorlar, kızıyorlar yine duvarlar örmeye çalışıyorlar. Bu onların savaşı, biz kimseyle kavga etmiyoruz, gülmekten edemiyoruz. Bırakıyoruz tekerlekleri, yuvarlansınlar, biz mutlu olmaya devam ediyoruz.
Biz bir araya gelmesi tehlikeli olan iki kişiydik ve bir araya gelmiştik.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.