Seçilmiş halk Fikri siyasi açıdan canice bir iddiadır. Zira bu fikir saldırganlıkları, yayılmacı hareketleri ve tahakkümleri her zaman kutsaya gelmiştir.
Seçilmiş halk fikri, tarih açısından çocuksu bir iddiadır, zira bütün halklar yazdıkları kitaplarda kendilerini seçilmişlik imtiyazına sahip kimseler olarak göre gelmişlerdir.
Çünkü bir milletin kaderi tarihinin çeşitli olayları o milletin Ahit'e ve Tanrı'nın vahyettiği şeriata sadakatine veya sadakatsizliğine bağlıdır. Başına gelen felaketler sadakatsizliğinden, kazandığı zaferler ise Tanrı'ya, şeriata olan itaatinden ve sevgisindendir.
Genel anlamda Garaudy'nin eserleri ve düşüncesi, katı yaklaşımlara karşı mücadele eder ve felsefi/siyasi bakış açısının merkezinde, dünyanın mevcut durumu üzerine tefekkür vardır. Garaudy'nin en temel iddiası; insanla insan, insanla tabiat ve insanla yaratıcı arasında farklı bir anlayışa yaslanan kuşatıcı bir ilişkinin kurulması gerektiğidir. Zaten onun çalışmalarını olağanüstü kılan, hayatın şimdikinden daha başka bir biçimde yaşanabileceğine ilişkin umutları yeşerten ve insanları bu umudun hayata geçirilmesi için mücadeleye çağıran bir düşünür olmasıdır.
İslam'ı hazır cevaplar bulmak umuduyla seçmedim. Toplumumuzun ve kültürümüzün yenilenmesi için, yeni bir büyüme modelinin olduğu kadar yeni bir kültürel modelin doğması için gerekli ilkeleri de Kur'anda bulmayı umduğum için Müslüman oldum.
Bizim insanımız açısından bu eser çok daha önemlidir. Çünkü siyasî siyonistlerin hedefleri arasında Türkiye de bulunmaktadır. Siyasî siyonizmin kurucusu, İkinci Ab- dülhamid Han'a inanılmaz tekliflerde bulunan Theodore Herzl, 1900'lü yılların başında İsrail'in sınırlarını şöyle çiziyordu: "Kuzeyde Kapadokya'nın (Türkiye) karşısındaki dağlardan güneyde Süveyş kanalına ve doğuda Fırat'a ka- dar." (bkz. s. 158, dipnot 207) Onun izinde giden günümüz İsrail'inin siyonist liderlerinden biri ise açıkça ve hiç çekinmeden "İsrail'in güvenliği Çanakkale boğazından başlar!" (bkz. s. 203) demiştir. O yüzden her görüş ve kanaatten bütün siyasîlerimizin, aydınlarımızın, gençlerimizin ve halkımızın bu eseri mutlaka dikkatle okuması gerekiyor.
Eğer bütün dünya halkları İsrail'e ve İsrail'i kayıtsız, şartsız ve sınırsız destekleyen Amerika Birleşik Devletleri'ne dur demezse, sadece Ortadoğu değil, pek çok ülke bundan zarar görecektir.
Bu kitabı Paris'te 1983 yılında çıkaran yayınevi, İsrail'in Fransa'daki siyonist lobisi tarafından iflas ettirildi. O günden bugüne kadar da hiçbir yayınevi bu eseri tekrar basmaya cesaret edemedi.
Garaudy, bu eserinden 13 yıl sonra İsrail, Mitler ve Terör kitabını yazdı, fakat (İsrail lobisinin verdiği korkuyla) kimse yayımlamaya cesaret edemediği için, kendi adına bastırdı, haksız yere cezaya çarptırıldı, kitabın satışı ABD ve Avrupa'da yasaklandı.