“Bizde geçim yolunu bulmanın ana kuralı: Evvela çatmak, sonra çalmaktır. Çatılacak makama çatamayan, sıraya girip de çalamayan aç kalır.”
“Düşünüyorum, düşünüyorum en çok ibadet edenlerin hırsız, rüşvetçi oldukları şu zamanda bu nazik işi vicdanına, doğruluğuna, dindarlığına havale edecek, bırakacak bir adam bulamıyorum.”
Anladığım bir hakikat varsa o da böyle hayatın ölümden daha acı olduğudur.
Çatılacak makama çatamayan, sıraya girip de çalamayan aç kalır. Daima kanunun üstünde ya bir hükümet ya da bir parti peyda olur. Su başlarını zorbalar alır. Onlara eyvallah diyerek boyun eğer, kanunu, insanlığı, insafı, vicdanı çiğneyerek gittikleri yoldan gidersen yaşarsın, aksi halde geçim kapısı bulamazsın.
Bizde geçim yolunu bulmanın ana kuralı: Evvela çatmak, sonra çalmaktır.
Masumları ezmek, haydutları yükseltmek, kabahatsizleri cezalandırmak, kabahatlileri mükafatlandırmak toplumun baş düsturuydu.
Ah sen hakikati bilsen, vücudundaki kan, tahammülünden fazla fayrap edilmiş bir makine gibi damarlarını patlatır...
Her devirde hâkim bir kuvvet vardır. Ona tâbi olmak zamanın gereğinden kabul edilir. Vatanseverlik ve onurunu bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette refah içinde yaşarlar, bu ilkenin tersine hareket edenler dedikodular içinde boğularak asılırlar, kesilirler, sürülürler, sürünürler...
Hakka Sığındık/ Hüseyin Rahmi Gürpınar
19/05/2024
Bazen düşünürüm, Hüseyin Rahmi günümüzde yaşasaydı ne olurdu diye. İyi bir polisiye yazarı olma ihtimali çok yüksek. Zira böyle bir kurgu ancak polisiye ile yükselirdi. Şöyle bir örnek vereyim: İçinde cinayet vakası dan bir kitabın sonuna doğru tahminlerim oluşurken bu kitapta kitap bitene kadar algılayamadım. Hayattaki tesadüfler daha iyi kullanılamazdı zannımca. Fakat şunu da eklememde fayda var ki son kısımlarda vaka aydınlanırken araya giren tecavüze uğramış kızları aklımda bir yere yerleştiremedim. Böylesine kıvrak bir algılayışla düşünülen olayın sebebinin bu kadar duygusal oluşu kafamı karıştırdı. Belki de tezat oluşturuyormuş gibi bilemiyorum.
Uzun lafın kısası; toplumdaki dengesiz dağılımı, insanların batıl inaçlarını ve bağnazlıklarını, hayatın ironikliğini akıcı ve yerel bir dille bize aktarmayı yine başarmış Gürpınar abimiz.
Hakka Sığındık 
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Düşünüyorum, düşünüyorum en çok ibadet edenlerin hırsız, rüşvetçi oldukları şu zamanda bu nazik işi vicdanına, doğruluğuna, dindarlığına havale edecek, bırakacak bir adam bulamıyorum.
Sayfa 29Kitabı okudu
"İnsanlığın kurtulması şerefine!"
"Sözüme güldünüz?"
"İnsanların hangi şeyden kurtulmasını temenni ediyorsunuz?"
"Yine insanlardan."
Sayfa 125Kitabı okudu
