Karanlıkta etrafını görebilmek için gözbebeklerin büyür.
Kendi içindeki karanlıkta ışık görebilmen içinse gönlünün büyümesi gerekir!
O halde, senin için de uyanma zamanı geldi!
Biliyorum uykuda sıcak ve güvendesin ama artık gözlerini aç!
Senin konfor alanının dışında koskoca bir yaşam daha var...
Zihnini kaybetmeden, kalbinin sesini duyabilmeyi mi bekliyorsun sen? İçindeki kurbanı kurban etmeden kalbindeki yaratanı nasıl özgür bırakabilirsin ki?
Su hayattır! Onu kayaya dökersen israf edersin.
Toprağa dökersen can verirsin...
İçindeki sonsuz AŞK’ı nereye dökeceğini,
sevginin suyunu nereye akıtacağını bir kez daha düşün.
“Varoluş AŞK’tır... AŞK zannettiğin şey değildir!”
İnsanoğlu tarihin bütün çağlarında hep “AŞK” büyüsünün peşinden koşmuştur. En büyük yanılgısı da AŞK’ın iki kişi arasında olduğunu düşünmeleri olmuştur. Gerçek AŞK; iki kişi arasında olmaz. Sınırların kalktığı yerde AŞK ancak “BİR”de filizlenebilir.
Ruhsal seviyen neye inandığınla ilgili değil,
bilinç seviyenle alakalıdır!
Beni sakın; okuluma, ırkıma, inancıma ya da coğrafyama mal etme! Hepsinin ötesinde bir yer var benim ait olduğum: “O.”
“O”nun ötesindeki her şey insan yaratımıdır...
Birine vereceğin en güzel hediye, Onun kalbinde ve yanında olmandır.
Metin Hara
Buda'ya sorarlar:
Birinden hoşlanmakla birine aşık olmak arasındaki fark nedir?
Buda cevap verir:
Bir çiçekten hoşlanırsan onu topraktan koparır koklarsın.
Bir çiçeğe aşık olursan onu toprakta bırakır ve her gün sularsın...
Artık diğer yarını aramayı bırakabilirsin.
Çünkü sen yarım değilsin.