Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir dergide Uriel Heyd'den alınmış bir cümleye rastladım. Şöyle bir tespit ortaya koyuyor, diyor ki: "Ömürlerinde hiç Kuran okuyup incelememiş ve şeriat üzerine bildiklerini de hiçe sayan genç bir Müs­lüman yine de Müslüman olduğunun farkındadır. Hem de şiddetle."
Toplumsal gelişmenin zirvesi ulustur.Bu aşamada,birey teokratik ve feodal düzene olduğu kadar eskimiş dinsel geleneklere de başkaldırmaktadır.Ulusal bilincin güçlenmesiyle birlikte toplum,aynı zamanda dış egemenlik için de savaşmakta ve böylece çok uluslu imparatorlukları dağıtmaktadır. Bununla beraber, bu ulusal demokratik ve egemen devlet daha ideal toplum şekli değildir.Gelişmenin son aşamasında tüm yurttaşlar arasındaki mutlak eşitliği engelleyen ekonomik sınıf farklılıklarının da ortadan kaldırılması ve toplumun meslekler bakımından örgütlenmesi zorunludur. İşte bu gerçek anlamda sosyal demokrasidir.
Reklam
Gökalp liberal bir kavram olan egemen şahsiyeti sultanlığın otokrasisine ve geleneksel İslamiyetin katı felsefesine karşı mücadelesinde yararlı gördüğü ölçüde kabul etmekteyse de yaradılış oladak,Durkheim'in toplumun birey üzerinde egemen olması ilkesini gönülden destekleyen bir toplumcu olarak kalmıştır.
Gökalp ve Özgürlük
Gökalp,tarihte en önemli etken olarak kişiyi değil toplumu kabul etmiş ve özgür kişiliğin insanlık gelişmesinin en yüce amacı olduğu şeklindeki Batılı görüşü hiçbir zaman tam anlamıyla benimsememiştir.Daha ilk yıllarda açıkladığ8 özgürlük ülküsü dahi,kişinin toplum ve toplumun devlet ve din gibi kurumlar karşısında özgürlüğünden değil ulusal egemenlik ve demokratik yönetim öğelerinden oluşmaktadır.
Gökalp Döneminde Diyarbakır
Gökalp'in doğum yeri olan Diyarbakır,Güneydoğu Anadolu'nun yönetim ve kültür merkezidir.Kent,yüyıllar boyu Arap ve İranlıların yönetimi altında kaldıktan sonra 16.yüzyılda Osmanlı egemenliği altına girmiş,İran ve Arap topraklarına yakın sınır boylarında Türk uygarlığının ileri kalesi olmuştur.Ziya Gökalp'in zamanında bu kent daha çok,sürekli olarak Osmanlı boyunduruğuna son vermeye çabalayan azınlıkların yeri olmuştur.Kürt kabileler merkezi hükümete karşı ayaklanırken,yabancı güçlerin de desteğini alan Ermeniler,bağımsızlıklarının elde edilmesini amaçlayan güçlü bir yeraltı örgütü kurmuşlardır.İşte Türk ulusçuluğunun gelecekteki düşünce önderi Gökalp,bu şiddetle çatışan ulusal gelenek ve özlemler arasında doğmuştur.
“…zira milliyetçilik İslamiyet’ten çok daha önemlidir Gökalp için.”
Sayfa 72
Reklam
“Dini değerler Türk milli harsı içinde eridikleri ölçüde önemlidirler.”
Sayfa 70
“Gökalp, cemiyette bulduğu bütün ilahi vasıfları millete aktarır; Tanrı inancı yerine millet inancını koyar. Milliyetçilik bir din olmuştur artık. Milli topluluğun tanrılaştırılması daha başka sonuçlar da doğurur…”
Sayfa 39
Gövdelerde kesret var Gönüllerde vahdet var Fertler yok cemiyet var Lailaheillallah
Sayfa 38
“İnsan ekseriya kendi iradesine göre hareket ettiğine inanır, oysa kucağında yaşadığı cemiyetin mefkurelerine itaat eder…”
Sayfa 38
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.