Ağustos 2014’te İŞİD, Yezidi ve Hristiyan köy ve kasabalarına saldırdı ve yedi binden fazla kadını esir aldı. Bu kadınlar defalarca tecavüze uğradıktan sonra köle pazarlarında bir mal gibi satıldı.Bazıları savaş ganimeti olarak cihatçılara verildi ya da evlenmeye zorlandı. Cihatçılar, çocukları da seks kölesi olarak sattı. Kadınların eline cep telefonu verip ailelerini arattılar ve yaşadıkları zulmü
anlattırdılar. Bazı kadınlar, tutuldukları yerleri bombalasınlar diye orduya haber vermeleri için ailelerine yalvardı, çünkü sürekli tecavüze uğramak yerine ölmeyi tercih ediyorlardı. Bu kadınlardan biri ailesine şöyle sesleniyordu: “Günde otuz kez tecavüze uğruyorum. Tuvalete bile
gidemiyorum. Lütfen burayı bombalayın. Yoksa zaten bir şekilde kendimi öldüreceğim.
Kürt kadın hareketi, kapitalist ataerkilliği “tecavüz kültürü” olarak zaten nitelemişti İŞİD kapitalist ataerkilliğin aşırı sömürücü kültürünün en uç formlarından biridir. Dilar Dirik'in yazdığı gibi “İŞİD tarafından kullanılan yöntemler ve aygıtlar 2014 yılında bütün dünyaya egemen olan devlet merkezci, kapitalist, ataerkil dünyanın yöntemleridir. İlerici olarak kabul edilen dünyada kadınlara yönelik şiddetin aşırı bir versiyonudur.
Ayboğa, Flach, Knapp - Rojava Devrimi, sayfa 84