tevekkeli: beyhûde, nâfile, maksatsız, rastgele
Sayfa 356Kitabı okuyor
tûrân: eski tranlılar tarafından Türkistan ve Tataristan cihetlerine verilen isimdir.
Sayfa 353Kitabı okuyor
tevârîh: iz. ar. cm: târîh.
Sayfa 351Kitabı okuyor
teşrin: i. [Süryânîceden me’hûz olup, aslı ta’nın keşliyledir.] takvîm-i şemsî-i rûmînin marttan itibaren sekizinci ve dokuzuncu aylarının ismi olup birincisine teşrîn-i evvel (octobre), İkincisine teşrîn-i sânî (novembre) denir.
Sayfa 320Kitabı okuyor
türktâz: i. fa. koşup hücûm ederek çapul ve gâret etme.
Sayfa 314Kitabı okuyor
Türk: esâsen Asya kıtası nın şimâl-i garbi cihetinde münteşir bir büyük ümmet ki oradan tevârîh-i muhtelifede cihângîrlikle ve kişver-güşâlıkla cenûb ve garba doğru yayılarak Avrupa'nın dahi şark-ı cenûbu cihetlerine sokulmuşlardır, şuubât-ı muhtelifeye münkasım olup kable'l-îslâm (Uygur) ve el-yevm (Çağatay) ve (Osmânlı) şubeleri lisân-ı edebîye nâil olmuşlardır.
Sayfa 314Kitabı okuyor
tatar: i. an-asl Türk akvâmından bir küçük kavmin ismi olup, bunlar Cengiz askerinin pîşdârlan bulunduğundan, umûm Moğollara Tatar nâmı verilmiş ve badehü Moğollar Türklere karışmakla şark ve şimâl cihetleri ve ale’l-husûs Deşt-i Kıpçak ve Kırım ve Kazan Türklerine Tatar denilmiştir.
Sayfa 292Kitabı okuyor
tâ: i. fa. kat
dü- tâ = iki kat; yek-tâ = bir kat, tek, ferîd
Sayfa 291Kitabı okuyor
tâb: i. fa. 1. tâkat, kuvvet, mecâl
bî-tâb = mecalsiz;
Sayfa 291Kitabı okuyor
peyâm: i. fa. haber, âhar taraftan gelen malumât;
Sayfa 287Kitabı okuyor
pomak: i. Rumeli’nde Bulgar lisânıyla mütekellim olan bir cemâat-i Müslime.
Sayfa 286Kitabı okuyor
beyza: is. ar. yumurta.
Sayfa 259Kitabı okuyor
bî-zâr: sıf fa. bıkmış, usanmış, futûr getirmiş.
Sayfa 259Kitabı okuyor
büşrâ: is. ar. müjde.
Sayfa 231Kitabı okuyor