Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutlu Aşk Yoktur İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var
Mutlu Aşk Yoktur İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var
Reklam
" Bazı yaralar vardır dokundukça kanayan... "
"Hayat önce test eder, sonra öğretir." Bu sözde tecrübenin gizemli gücü yatıyor sanki. Bir nevi "kaybederek kazanmak" felsefesi... Birkaç mağlubiyetten sonra yenilmezlik belgesi mi alıyoruz? Belki de...  Tecrübe denen şey, pahalı bir öğretmen olsa da, paha biçilemez bir hazine. Bebeklikten beri onunla yaşarız. Doğar doğmaz emmeyi, tutmayı, yürümeyi... Önce bir yere, bir insana tutunarak... Sonra vakti gelince; yalnız, tek başına... Büyürüz zamanla. Acılara tutunur, sevinçlere giden yolları ararız. Güvendiğimiz dağların karlarını temizler, kanayan yüreğimize kendi ellerimizle pansuman yaparız. İmtihanlar zorlar, pes etme noktasına getirir. Fakat içimizdeki bilinmez güç, her seferinde yolumuzu aydınlatır ve devam etmemizi emreder.  Pişmanlıklar ve keşkelere boğuluruz bazen. İyiliklerimiz gözden kaçar. Yine de yaşadıklarımıza şükreder, herkesi ve en çok da kendimizi affetmeyi öğreniriz. “Ömrümün hülasası sadece şu üç kelimedir; hamdım, piştim, yandım.” Hz. Mevlana Mutluluğun bedelsiz olmadığını, "hamdım, piştim, yandım" mertebesine ulaşmanın kolay olmadığını anlarız. Velhasıl, bedelini ödemeden, hatta bazen bedelini fazlasıyla ödeyerek, hayatın en basit nimetlerinden bile yararlanamayız. Tecrübelerimizle yoğrulmuş bir yaşam, aslında bize en büyük serveti sunar.
Sahi senden mi doğdum anne Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken Bir insandan mı doğar bir çocuk Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu Bu kez dağlar doğursun beni anne Sen de ılık bir yağmur ol Durmadan yağ kanayan yerlerime Ahmet Hamdi Tanpınar, Annem
Dağladı yüreğimi sensizliğin çığ oldu feryadım. Hakırsam yıkılır şehrin sokakları Yüreğim Yüreğim yangın yeri Çık gel artık, melhem ol kanayan yarama, Sil gözyaşlarımı ellerinle Ve hep kal yanımda gitme benden uzaklara Sarılsan bana, tutsan üşümüş ellerimi ve kalsan hep benimle Özledim seni Bu hasret bitse artık, koşsak birbirimize, sarılsa bedenlerimiz Ve sussak seninle, sadece gözlerimiz konuşsa Yaslasan başını gögüsüme kalsak seninle öylece
Reklam
Kanayan yaramız Doğu Türkistan
Çok isterdim bütün öksüz kalmış yavruların annesi olmayı 😔 çok isterdim bir nebze de olsa kanayan yaralarını kapatmayı..cok isterdim kollarımın cok uzun olmasını ..hepsine sarılıp bağrıma basmayı.. 😔 YKMZ
İnsanın ağrıyan, sızlayan yeri neresiyse- bu bir tırnağın ucu bile olabilir-orası bedenin merkeziymiş gibi hissedilir. Varoluşun sızlayan yeri de hep çocukluktur sanki. Kişinin Hayat evreleri içinde en fazla aksayan, su toplayan, kuruyan ve hatta kanayan yeri. Ya hiç karşılaşmasaydık/ Tuğçe Isıyel
Kanayan yüzlerle çevrili bir gezegende, fırtınaya karışan bellek tozlarımızla, erdemlerimizle, ideallerimizle ayaktayız. Yalan söylemiyorum Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Küçük İskender
Küçük İskender
Reklam
Bu kanayan cümleler mi ?
Sen bu kanayan yüreğinle fazla uzağa gidemezsin Y.Zafer
Gündemimizi değiştirmek istiyorlar ama gündemimiz asla değişmeyecek... REFAH'TA KATLİAM VAR!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.