Ali parmağının ucunu gösterip "Şu kadarcık bekleseydin Menekşe abla? Sana kaç kez güzel olduğunu söylemiştim," dedi.
"Alicim," dedim bıçakla ortasını açtığım poğaçanın içine domates, peynir, salatalık koyarken. "Muaz abin çok ısrar edince dayanamadım."
Muaz boğazını temizledi. Poğaçayı Ali'nin eline tutuşturdum. Saçını yeniden okşadım o azığını yerken. "Sen bir büyü, senin de nasibin olur inşallah," dedim. Poğaçasını yedi bir süre. Ömer Muaz'ın derin bakışlarına çarpıp durdum.
Ali gitmeden omzuma tutundu ve birden yanağımı öptü. Şaşkın şaşkın Ali'nin arkasından baktım. "Çok güzelsin Menekşe abla, ellerine sağlık. Anneme selamını söylerim."
"Dikkatli ol," diyebildim sadece.
Ömer Muaz'a çarpan bakışlarım ile yutkundum. "Hızlı bir çocuk."
"Öyle öyle," deyip başını salladı aceleci bir tavırla. "Pat diye öptü velet karımı."
"Evet, sen hiç pat diye öpmemiştin beni," deyiverdim. "Şart oldu," dedi sessizce.