Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Alem ise sadece bu gördüklerimizle sınırlı değildir. Nasıl ki uyurken rüya âlemine gidiyor isek, ölunce de ahiret denilen başka bir âleme gideceğiz. İşte orada, o gerçek yaratıcıya inananlar, sonsuza kadar mutluluk içinde olacaklardır. Bu putlar gibi büyü ve yalanların peşinde gidenleri ise korkunç bir ateş beklemekte. Hem o ateş öyle tapınağın sahte ateşi gibi değildir. Bir kıvılcımı dünyaya değse yok eder. Ona cehennem derler."
"Oysa seni, beni ve bütün her şeyi yaratan büyük yaratıcı, zamandan ve mekândan bağımsızdır. İnsan vücudundaki ruhun özel bir yeri olmadığı gibi, yüce yaratıcının da öyle özel bir yeri olamaz. Ruhun görülememesi gibi O da görülemez. Ancak, hareket ve konuşma gibi şeyler, ruhun vücuttaki varlığının nasıl birer işareti ve belirtisi ise, onun gibi bütün gezegenler ve yıldızların hareketleri, mevsimlerin oluşumu, canlıların var olup yok olması da, iyice dikkat edilip düşünülürse, bu âlemin bir yaratıcısı ve sahibinin olduğuna birer işarettir."
Reklam
"Hayat her an yeni sürprizlere gebe, hükümdar da olsan kader çizgisinin dışına çıkamıyor insan; elden ne gelir..."
"Güle gûş ettiremez yok yere bülbül inler, Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler?" "Bülbül, içindekileri güle duyurabilmek için çırpınarak şakıyor!.. Ama boşuna! Çünkü şimdiki zamanda artık dostluk ve vefa sayfasını okuyan da yok, dinleyen de!.." (Kâmi Mehmed Efendi'ye ait bir beyit. Ed.N.)
"Hayat her an yeni süprizlere gebe, hükümdar da olsan kader çizgisinin dışına çıkamıyor insan; elden ne gelir..."
Sayfa 99
beynimi emerken muhayyelat kamışla uçayım gideyim uzaklara yarışla
Reklam
MUALLİM NACİ (1849 - 12 Nisan 1893)
1849'da İstanbul'da doğan Naci bir esnaf ailesinin çocuğudur. Asıl adı Ömer'dir. Çocukluk günlerini Ömer'in Çocukluğu isimli anılarında ayrıntılı olarak anlatır. Fatih'te bir süre devam ettiği Fevziye Mektebi, babası ölünce 1857 yılında gittiği Varna'da okuduğu mahalle mektebi, onun düzenli öğrenim hayatını oluşturur. Kendisinden Arapça ve hat dersleri aldığı hocası Müftizâde Abdülhalim Efendi yeni açılan Varna Rüşdiyesi'ne hoca olunca, o da yardımcı muallim olarak bu defa öğretme faaliyetine başlar. Onun burada başlayan muallimliği (öğretmenlik), daha sonra Giritli Ali Aziz Efendi'nin Muhayyelât isimli eserindeki Kıssa-i Nâci başlıklı hikâye kahramanından etkilenerek aldığı Nâci isminin başında, hayatının sonuna kadar onun işlevini belirleyen bir unvan olarak kalacak ve ölümünden sonra da onu bize tanıtmaya devam edecektir. Gerçekten Naci'nin diğer bütün özelliklerini idare eden asıl özelliği muallimliğidir.
Sayfa 2 - Kapı Yayınları, İstanbul, 2007Kitabı okudu
Hâlbuki bu yerleri,gökleri,seni,beni ve bütün insanları,bütün âlemleri yaratmış olan mutlak Tanrı,bir yere konulamaz,mekandan bağımsızdır.Biliyorsun,insan vücudunda ruh, mutlaka mevcuttur, fakat ruhun vücutta belli bir yeri yoktur.İşte kâinatın ruhu olan gerçek Tanrı,onun gibi vardır,fakat asla bir mekâna konulamaz. Yine ruhun dışarıdan belirlenmesi imkânsız iken o gerçek Tanrıda görünmez.Ancak yine ruhun vücutta olduğuna,nasıl hareketlerimiz ,canlılığımız ve konuşmamız şahitlik ediyorsa...Bu dünyanın bir sahibi ve yaratanı olduğuna da şu göklerin şu gezegenlerin dönüş ve hareketleri,dört mevsimin geliş ve geçişleri,yaratıkların doğup ölmeleri ve daha birçok işaret şahittir.Zaten dikkat ile düşünülse en ufak noktalar bile bunu söyler... Ayrıca âlem dediğin yalnız bu gördüğümüz dünya olmayıp...uyurken nasıl rüya âlemine giriyorsak,öldüğümüzde dahi başka âleme göçeriz ki , ona da ahiret âlemi derler.
Aklını kullanarak sırrını gizlemek şerefi kazanmışsın.Sırlarını gizlemek için başlarını verenler,kurtuluş ve ululuk makamında,gafletten uyanmış olurlar:Tıpkı senin şimdi olduğun gibi...
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.