Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Since

Since
@KitapGezgini99
"Söz bitebilir, fakat sükût hiç bitmez. Çünkü o, dünyanın en uzun cümlesidir..." YAZANLARIN SESİ t.me/kalemciler
Since
@KitapGezgini99·Bir kitabı okumaya başladı
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London
8.1/10 · 32,2bin okunma
Reklam
"Alem ise sadece bu gördüklerimizle sınırlı değildir. Nasıl ki uyurken rüya âlemine gidiyor isek, ölunce de ahiret denilen başka bir âleme gideceğiz. İşte orada, o gerçek yaratıcıya inananlar, sonsuza kadar mutluluk içinde olacaklardır. Bu putlar gibi büyü ve yalanların peşinde gidenleri ise korkunç bir ateş beklemekte. Hem o ateş öyle tapınağın sahte ateşi gibi değildir. Bir kıvılcımı dünyaya değse yok eder. Ona cehennem derler."
"Oysa seni, beni ve bütün her şeyi yaratan büyük yaratıcı, zamandan ve mekândan bağımsızdır. İnsan vücudundaki ruhun özel bir yeri olmadığı gibi, yüce yaratıcının da öyle özel bir yeri olamaz. Ruhun görülememesi gibi O da görülemez. Ancak, hareket ve konuşma gibi şeyler, ruhun vücuttaki varlığının nasıl birer işareti ve belirtisi ise, onun gibi bütün gezegenler ve yıldızların hareketleri, mevsimlerin oluşumu, canlıların var olup yok olması da, iyice dikkat edilip düşünülürse, bu âlemin bir yaratıcısı ve sahibinin olduğuna birer işarettir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Hayat her an yeni sürprizlere gebe, hükümdar da olsan kader çizgisinin dışına çıkamıyor insan; elden ne gelir..."
"Güle gûş ettiremez yok yere bülbül inler, Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler?" "Bülbül, içindekileri güle duyurabilmek için çırpınarak şakıyor!.. Ama boşuna! Çünkü şimdiki zamanda artık dostluk ve vefa sayfasını okuyan da yok, dinleyen de!.." (Kâmi Mehmed Efendi'ye ait bir beyit. Ed.N.)
Reklam
370 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Muhayyelat
MuhayyelatGiritli Aziz Efendi
7.5/10 · 209 okunma
O adaletsiz mahkemede, sanıklara söz hakkı tanıyan hiçbir makul yöntem ya da kural yoktu. Zaten bütün yasalar, yöntemler ve protokoller bu kadar canavarca kötüye kullanılmasaydı böyle bir ihtilal de olmazdı, oysa ölüme susamış devrim öç duygularıyla hepsini önüne katıp rüzgâra savurmuştu.
Devrim o kadar fazla kelle uçurmustu ki, hem kendi hem de kirlettiği toprak kıpkırmızı olmuştu artık. Genç bir şeytan için düzenlenmiş oyuncak bir yapboz gibi parçalara ayrılmıştı ve gerektiğinde yeniden birleştiriliyordu. Güzel konuşanı susturuyor, güçlüyü deviriyor, güzeli ve iyiyi ortadan kaldırıyordu. Halka mal olmuş yirmi iki arkadaş, yirmi biri hayatta biri ölü derken bir sabah peş peşe hepsinin kafaları uçuyordu.
Ne duraksama, ne acıma, ne huzur, ne insafa gelip bir ara vermek ne de zaman mefhumu vardı. Gece ve gündüz birbirini eski zamanlardaki düzenleriyle takip etseler de, aynı gün içinde gene bir sabah ve bir akşam yaşansa da, başka hiçbir zaman ölçüsü kalmamıştı. Tıpkı ateşli bir hasta gibi, halk bu deli öfkenin ateşinde zamanı tamamen unutmuştu.
Reklam
Her insanın bir diğeri için engin bir muamma oluşu, üzerine kafa yorulması gereken şaşırtıcı bir gerçektir. Gece vakti büyük bir şehre girdiğimde karanlıkta kümelenmiş bütün o evlerin her birinin içlerinde kendi sırlarını barındırdıklarını düşünürüm, her bir evin her bir odasında ayrı bir sır vardır ve bunların içlerinde çarpan her bir yürek de hemen yanı başındaki yüreğin bile bilmediği ayrı bir sır taşır içinde!
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece "daha" sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
1.136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.