‘ -Üniversitede ilk tanıştığımız zamanlarda, sana biraz vurgundum. Aslında biraz değil, bayağı vurgundum.
-Peki sonra ne oldu?
-Seni tanıdım. Beni senden kurtardın.’
"Sanırım önemli olan, bir şekilde fark yaratmak," dedi genç kız. "Bilirsin işte, bir şeyi gerçekten değiştirmek."Yani 'dünyayı değiştirmek' gibi mi? Onu mu kastediyorsun?"
"Bütün dünyayı değil. Sadece kendi çevrendeki şeylerin birazını."
Çok sevdiği Edinburg bile sıkıcı ve sinir bozucu olmaya başlamıştı. Üniversite şehrinde yaşamak herkesin ayrıldığı bir partide tek başına kalmak gibiydi.
Annesi anlayışla gülümsedi ve masanın üzerine koyduğu elini sıktı.
"İyi biri ol, tamam mı?"
"Ben iyiyim, her zaman iyiyim."
"Ama aşırıya kaçma. Yani, iyiliği din haline getirme."