Orta Asya Türkçesinde, saray damatlarına Kürgen Moğolca'dada Küregen denirdi.
Sayfa 70 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur Küregen unvanını alıyor.
İtibarını yükseltmek ve kendisinde bulunmayan yasallığı sağlamak için kayın biraderinin hareminden, Kazan Hanımın kızlarından birini, Saray Melik Hatun'u çekip aldı ve onunla evlendi. Tanıtımcıları ona yapay bir soy ağacı yaratmak için epey çaba sarf etmişlerdi. Saray Melik Hatun'la evlenince saraya damat olmuştu ve bundan öylesine gurur duyuyordu ki herkes onu Timur Kürgen diye çağırmaya başladı.
Sayfa 70 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur, bir süre önce Kazgan'ın yaptığı gibi Cengiz Han'ın yasalarını canlandırmak isteyenleri ortadan kaldırmaya ya cesaret edemiyor ya da istese de elinden bir şey gelmiyordu.
Sayfa 70 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur Belh'de, tıpkı bir Moğol hanı gibi iktidara getirilmişti. Adının belirlenmesinden önce göstermelik bir seçim yapılmıştı. Onu beyaz bir keçenin üzerine oturtmuşlar, "Tanrıya tanıtmak için" havaya kaldırmışlardı. Herkes dokuz kez onun önünde diz çökmüş, kendisine onur kadehi sunulmuştu. Timur bütün bu törenlere rağmen, imparator gibi karşılanmayı istemediğini, Ulu Hakan'lıkla yetineceğini, İslam'a hizmetten başka bir şey düşünmediğini bildirmişti. Hükümdarlığının ilk gününden itibaren iki ayrı gelenek, iki аyrı kültür, iki аyrı yaşam tarzı, iki ayrı din arasında ne yapacağını bilemez durumda bulunuyordu.
Sayfa 70 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur 10 Nisan 1370 günü, Moğol geleneklerine uygun olarak düzenlediği bir tören sırasında kendini hükümdar ilan etti. Ancak, birçok Doğulu hükümdarın meraklı oldukları cafcaflı ünvanlardan hiçbirini kullanmadı. Emir ünvanını sadece "ulu" sıfatını ekleyerek muhafaza etmekle yetindi. Maverünnehir Türkleri'nin beyleri arasında ilki, "Ulu Emir" olmuştu.
Sayfa 67 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur iyiliksever görünerek kayın biraderinin hayatını bağışladı, Mekke'ye hacca gitmesine izin verdi ve birkaç damla gözyaşı döktü. Emir gitti. Timur'un buyruğu ya da kendi iradesiyle hareket eden kiralık katiller Hüseyin'e yetişip öldürdüler. Tarih bu olayı çok özlü biçimde şöyle yorumladı: "Ölümünün vakti saati gelmişti, hiçbir şey bu kaderi değiştiremezdi."
Sayfa 67 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Şahruh
Oğulları arasında biri henüz doğmamıştı. 1377 yılının ağustos ayında doğacak olan bu çocuğun adı Şahruh'du. Çocuklarının içinde en üstün nitelikli olanı da buydu.
Sayfa 65 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur "Sahip Kıran" adını alıyor
Kimin ülkeyi yöneteceğini belirlemek üzere bir kurultay toplamaya karar verdiler. Çağatay soyundan gelme, Kabul Şah adında bir derviş ozana yardım istemek amacıyla başvurdular. 1364 yılının yazında ya da sonbahar başlangıcında gene Moğol usulune göre ozan tahta çıkarıldı. Kurultaylar eğlenceleri de kapsıyordu. Bu eğlencelerden birinde Timur'a "Yıldızları kavuşturan efendi" anlamına gelen Sahip Kıran adı verildi.
Sayfa 63 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Timur ilk kez, gerçek ya da uydurulmuş önseziye olanak sağlayan bir rüya gördü. Bu rüya birliklerini kışkırttı. İlahi bir ses derhal saldırıya geçtiği takdirde ona zafer vaadetmişti. Timur insanları ikna edecek sözleri bulmakta çok ustaydı. Maveraünnehirliler yenilmez olduklarına inandılar. Öyle de oldu. Ilyas Hoca, daha doğrusu Ilyas Han tamamen bozguna uğradı.
Sayfa 62 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
Hiç kuşku yok ki bu savaş Timur için büyük bir başarıydı. İlk kez cesaretini göstermek fırsatıyla yetinmedi, askeri alandaki yeteneğinin mükemmel olduğunu kanıtladı. Zaferinden yararlanarak Keş'e son süratle bir süvari birliği gönderdi. Hava çok sıcak, toprak kupkuruydu. Her süvari atının kuyruğuna ağaç dalları bağlamış tozu dumana katıyordu. Hiç kimseyi beklemeyen Moğol vali güçlü bir ordunun üzerine geldiğini sanarak yerini terk etmeyi yeğledi. Kaçan valiyle adamakıllı alay ettiler. Timur zafer naraları içinde Keş'e girdi. Tarih şöyle not düşmüş: "Böylece Timur, kamp ateşleri sayesinde muazzam bir orduyu yenmiş, bir toz bulutu sayesinde de bir kenti ele geçirmişti."
Sayfa 62 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu